İsmi Samir Nazhde. Brooklyn Üniversitesindeki Arap öğrencilerin öğretmeni. | Open Subtitles | أسمه سمير نجدي تعلم الدراسات العربية في جامعة بروكلين |
Resimlerin,Rockland Üniversitesindeki bir Profesör'ün resmilerinde de beliriyor. | Open Subtitles | صوركِ كانت تظهر لدى بروفيسورة في جامعة روكلاند |
Louisville Üniversitesindeki amigolar programına gitmek istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد الذهاب إلى برنامج فريق التشجيع ذاك في جامعة لويسفيل. |
Bu tam olarak Harvard Üniversitesindeki araştırmaya katılanlara söylenen şey. | TED | هذا هو بالضبط ما قيل للمشاركين بالدراسة التي أجريت بجامعة هارفارد. |
Sussex Üniversitesindeki laboratuvarıma yolunuz düşerse, her alandan bilim insanı ve hatta filozof bile görebilirsiniz. | TED | إذا جئت إلى مختبري بجامعة ساسكس، ستجد علماءً من مختلف التخصصات وفي بعض الأحيان فلاسفة. |
Charles Whitman, Texas Üniversitesindeki... 28 katlı bir gözlem kulesinin tepesinden, 350 metreden... 12 kişiyi vurdu. | Open Subtitles | شارلز وايتمان قتل 12 شخصاً من أعلى برج مراقبة بارتفاع 28 طابقاً بجامعة تكساس مِن مسافة تبعد 365 متراً |
Maeve, Mendel Üniversitesindeki tek kadın doktordu. | Open Subtitles | مايف كانت الدكتورة الوحيدة في جامعة ماندل |
Bir bütçe, malzeme listesi, zaman çizelgesi ve prosedür yazdım ve Johns Hopkins Üniversitesindeki, Ulusal Sağlık Enstitütlerindeki, ya da kanserle alakalı olabilecek 200 farklı profesöre emailledim. | TED | ولذا حددت ميزانية، وقائمة المواد، وجدول زمني، والاجراءات، وأرسلتها الكترونياً إلى 200 أستاذ في جامعة جون هوبكنز ومعهد الصحة الوطني، وبشكل أساسي، إلى كل شخص له علاقة بسرطان البنكرياس. |
Elize süpermarketteki kasa görevlisi, profesör Higgins de New York Üniversitesindeki profesör olacak. | Open Subtitles | و "إلايزا" ستكون فتاة لتأكيد الخروج في سوق تجاري و البروفيسور "هيجينس" ستكون "بروفيسور في جامعة "نيو يورك |
Hareketin 100.000 üyesi buna kesinlikle katılıyor ama Kevin Burkhoff, Western Washington Üniversitesindeki bir sinirbilimci aksini düşünüyor. | Open Subtitles | عضو حركة المائة ألف يوافق ولكن "كيفين بركهوف" المتخصص في علم الاعصاب في جامعة واشنطن يعتقد بخلاف ذلك |
Hareketin 100.000 üyesi buna kesinlikle katılıyor ama Kevin Burkhoff, Western Washington Üniversitesindeki bir sinirbilimci aksini düşünüyor. | Open Subtitles | عضو حركة المائة ألف يوافق ولكن "كيفين بركهوف" المتخصص في علم الاعصاب في جامعة واشنطن يعتقد بخلاف ذلك |
Peki, sen Virginia Üniversitesindeki derslerine girebiliyor musun? | Open Subtitles | الآن، هل أنتِ مواظبة على دروسكِ في جامعة "فيرجينيا"؟ |
Kaliforniya Üniversitesindeki kurban hakları seminerinize katılmıştım. | Open Subtitles | لقد كنتُ أحدى طلابك في جامعة "كالفورنيا" في "لوس أنجلوس". |
Yale Üniversitesindeki "Beinecke Nadir Kitaplar ve El Yazmaları Kütüphanesi", 240 sayfalık bir kitabın tek kopyasına sahip. | TED | في أعماق مكتبة (باينكي) للكتب النادرة والمخطوطات في جامعة (يال) توجد النسخة الوحيدة لمجلد مكون من 240 صفحة. |
Güney Kaliforniya Üniversitesindeki araştırmacılar şunu buldular -- sohbet ederken veya ödev yaparken sosyal medyada gezen gençler üzerinde çalışıyorlar ve bu yolda geçen iki yıl sonunda, kişisel gelecekleri ve etraflarındaki, şiddet gibi sosyal sorunları çözme konusunda hayal güçleri ve yaratıcılıkları zayıflamış durumda. | TED | باحثون في جامعة كاليفورنيا الجنوبية وجدوا وهم يدرسون المراهقين المستخدمين لوسائل التواصل الاجتماعي خلال أحاديثهم مع أصدقائهم أو أداء واجباتهم المنزلية لمدة سنتين، أنهم أقل ابداعًا وخيالًا حول مستقبلهم الشخصي وحول قدرتهم على حل المشاكل الإجتماعية، مثل العنف في مناطقهم. |
Becky Cincinnati Üniversitesindeki amacımız seni üniversite hayatına mümkün olduğunca dahil etmek. | Open Subtitles | بيكي) إن هدفنا هنا) بجامعة سينسناتي جعل حياة الجامعة |
Maryland Üniversitesindeki sosyal hizmetler işi... | Open Subtitles | في كلية العمل الإجتماعي بجامعة (ميريلاند)... |
- NYU Üniversitesindeki fakülteye başladı. - Harika. | Open Subtitles | (بدأت بجامعة (نيويورك - رائع - |