Bu gıda üretimi için ormanları kesmemiz gerekmediği anlamına gelir. | TED | وهذا يعني أننا لسنا بحاجة إلى قطع الغابات لإنتاج الغذاء. |
Gıda üretimi için birtakım akıllıca yollar düşünmek zorunda olacağız. | TED | يجب علينا أن نفكر لنجد بعض الطرق الذكية جدا لإنتاج الغذاء |
İki tarafında da otlak ve büyükbaş hayvanlar için, aynı zamanda soya ve şeker üretimi için, yolun temizlendiğini görüyoruz. | TED | وعلى جانبيه ترون أراض أخليت لأجل المراعي والماشية، وأيضًا لإنتاج الصويا والسكر. |
Güç üretimi için temiz ,bereketli ve yenilenen enerjilerin görünüşe bakılırsa sınırsız olduğunu bulduk | Open Subtitles | نجد تيارا يبدو بلا نهاية من الوقود الوفير والنظيف والمتجدد لتوليد الطاقة. |
Ama bunlar genellikle çok büyüktür, yani dağıtılmış enerji üretimi için çokta uygun değildirler. Ayrıca çok basınçlıdırlar yani çok tehlikelidirler. | TED | إلا أنه من الأفضل أن يكون كبيرا فهي ليست جيدة لإنتاج الطاقة متفرقة كما أنها ذات ضغط عالي، فهي خطيرة |
Bu 20 milyon farklı geni işleme tabi tutmayı veya oktan üretimi yahut tıbbi ürünler, yeni aşılar üretimi için işlemleri optimize etmeyi düşündüğümüzde, değişim başlatabiliriz. Küçük bir ekiple bilimin son 20 yılda yaptığından daha fazla moleküler biyoloji yapabiliriz. | TED | حينما تفكر بمعالجة هذه ال 20 مليون جين المختلفة، أو محاولة تحسين العمليات لإنتاج أوكتان أو المستحضرات الصيدلانية ، لقاحات جديدة، يمكننا أن نغيّر، فقط بواسطة فريق صغير، عمل أحياء الجزيئية أكثر من العشرين سنة الأخيرة لكل العلوم. |
Ve hesaplama, depolama ve iletişim kapasitesi pratikte bağlı her kişinin kendi elindedir -- ve bunlar dünyada 600 milyondan 1 milyara kadar insanın elinde bulundurduğu bilgi, enformasyon ve kültür üretimi için temel fiziki sermaye araçlarıdır. | TED | والحسابات، التخزين وسعة الإتصالات التي في متناول كل شخص متصل عمليا-- وهذه هي أساسيات وسائل رأس المال المادي الضرورية لإنتاج المعلومات، المعرفة والثقافة، بين أيدي شئ مثل 600 مليون إلى مليار شخص حول كوكب الأرض. |
Elektrik üretimi için ne kadar zaman Kaldı? | Open Subtitles | كم تبقى من الوقت لتوليد الكهرباء؟ |