Organizasyonun geri kalanından 10 dakikalık üretkenliği çalan bir toplantıdır bu bir saatlik toplantı, ki aslında iki veya üç kişi ile birkaç dakika konuşma ile halledilebilecek şeylerdir konular. | TED | انها 10 ساعات من الإنتاجية , مأخوذة من بقية المنظمة ليكون هذا الاجتماع لمدة ساعة واحدة التي ربما كان ينبغي التعامل معها من قبل شخصين أو ثلاثة بالحديث لبضع دقائق. |
üretkenliği hâlâ bir dayanıklılık sporu gibi düşünüyoruz. | TED | وما زلنا نتعامل مع فكرة الإنتاجية كأنها إحدى رياضات القُوَى والتحمُّل؛ |
Dolayısıyla nüfusumuzun geniş bir kesiminin üretkenliği böyle bir makine sayesinde çok büyük miktarda sıçrama kaydedebilir. | TED | لذلك الإنتاجية لشريحة كبيرة من السكان ستكون قادرة علي الارتفاع بقدر كبير بشكل رائع، بسبب هذا النوع من الآلات. |
Özelleştirilmiş veriler, kişiselleştirilmiş yanıtların hepsi tarlalardaki potansiyeli temel alarak üretkenliği artırmayı amaçlıyor. | TED | وبيانات معدة خصيصا وأجوبة على المقاس قصد رفع الإنتاجية وفقا للإمكانيات الموجودة على أرض الواقع. |
Güzel giyinmek özgüveni arttırır. Öz güven de üretkenliği. | Open Subtitles | الأناقة ترفع المعنويات و هذا يدعم الإنتاجية |
Ara vermek üretkenliği arttırır, yani kısaca eğlenmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | فالراحة ستؤدي لزيادة الإنتاجية ما يعني أن علينا الاستمتاع |
Oynamak üretkenliği arttırır, azaltmaz. | TED | اللعب يزيد من الإنتاجية ، ولا ينقصها. |
Gideceğimiz yere daha hızlı varacağız ve toplum şimdi trafikte oturarak sadece hava kirliliğine sebep olan büyük oranlardaki kayıp üretkenliği yeniden kazanacak. | TED | سنصل إلى مقصدنا في وقت أسرع وسيتمكن المجتمع من استرداد الكميات الكبيرة من الطاقة الإنتاجية المهدورة المدة التي نقضيها في حركة المرور مسببة للتلوث في الأساس |
Bu üretkenliği canlandırmadığı gibi, sadece kısa bir süreliğine para tasarrufu sağladı. Çünkü ucuz iş gücü uzun süre ucuz olarak kalmadı. | TED | لم يكتفِ هذا الأمر بعدم إحياء الإنتاجية ولكنه فقط وفر المال لفترة قصيرة من الزمن لأن العمالة الرخيصة لم تبق رخيصة لفترة طويلة |
Endüstriyel üretkenliği üçte birden fazla oranda artıracaklar. | TED | سوف تعزز الإنتاجية لأكثر من الثلث |
Bu yüzden biz de üretkenliği ölçtük. Şaşırtıcı bir şekilde kariyerinizin ilk yılında, ilk 10 yılında ya da ilk 20 yılında yazdıklarınızla sonraki yıllarında yazdıklarınız arasında üretkenlik açısından fark yok. | TED | لذا قمنا بقياس الإنتاجية وبشكل مدهش، الإنتاجية إحتمالية كتابتك ورقة في السنة الأولى، ال10، أو ال20 في مهنتك لا يمكن تمييزها عن احتمال حدوث التأثير في هذا الجزء من حياتك المهنية |
Yani eğer dünyayı sonlandırmak isteseler, üretkenliği durdurmak isteseler, bunu 30 dakikalık devirle yapabilirlerdi ve hiçkimse başka birşey yapamazdı. | TED | لذا إذا أرادوا العالم أن ينتهي ، إذا أرادوا الإنتاجية أن تتوقف يمكنهم فعل دائرة الـ ٣٠ دقيقة و لا أحد يستطيع فعل أي شيء آخر |
üretkenliği artırabiliriz. | TED | نستطيع زيادة الإنتاجية. |