ويكيبيديا

    "ürettik" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • قمنا
        
    Bulaşıcı hastalıkları tedavi edebilmek için penisilin gibi yeni ilaçlar ürettik. TED قمنا بتطوير أدوية جديدة كالبنسلين كي نستطيع علاج هذه الأمراض المعدية.
    Bazı şeyleri kendimiz ürettik. TED نتأكد من أننا قمنا أنفسنا بتصنيع بعض الأشياء
    İlk test ürünümüzü Alessi ile ürettik ki, bir kahve ve çay setiydi. TED لذا ، فإن أول نوع منتج اختباري قمنا به كان مع أليسي، وكان لطقم قهوة وشاي.
    Ortak molekülü alarak üzerinde biraz oynadık ve böylece türler arası iletişim sisteminin işlevini bozacak moleküller ürettik. TED قمنا بأخذ الجزيئ الشامل و عدّلنا عليه بعض الشيء بحيث اننا انتجنا خصماً لنظام الاتصال بين الأصناف
    Genetik olarak direnci arttırılmış bir virüs ürettik kuşlar için. Open Subtitles ‫قمنا بتطوير سلالة موروثة معدلة ‫جينياً من إنفلونزا الطيور
    Evet, burada harika ürünler ürettik. Open Subtitles و نعم، لقد قمنا ببناء مُنتجات عظيمة هنا.
    Biz de bunu yaptık. David ile birlikte, önce Uygulamaları Proteomik adında ufak bir şirket kurduk, bu şirketle proteinleri çok tutarlı bir şekilde ölçebilen robotik iş bantlarını ürettik. TED و قد قمنا بذلك. و عملت مع ديفيد, قمنا تدرجيا بإنشاء شركة صغيرة تدعى أبلايد بروتيوميات, التي تصنع خط انتاج آلي, هي , بطريقة شاملة, تقيس البروتين
    Çok yüksek çözünürlükte bir taklit ilan ürettik sıradan bir ilandakinden çok daha yüksek bir çözünürlük kullandık ve içine daha çok içerik koyduk. TED قمنا بعمل إعلان وهمي ذي دقة عالية -- أكبر من الدقة التي يمكن أن تراها في الإعلان العادي -- وقمنا بتضمين محتوى إضافي
    3D yazıcıları kullanarak, üretim masrafı 5 dolardan daha düşük olan, akıllı telefonlara kolayca takılarak, gözün arka kısmından yüksek kaliteli fotoğraflar alabilecek, düşük maliyetli donanımları ürettik. TED قمنا بتطوير معدات بطابعات ثلاثية الأبعاد وبتكلفة منخفضة تأتي بأقل من خمس دولارات لتصنيعها، والتي يمكن أن تربط لاحقا بالهاتف الذكي لتتيح إمكانية النظر إلى الجزء الخلفي من العين بجودة عالية.
    En sonunda kârı maksimize etmek için transgenetik mahsul ürettik. Sevk edilmeye dayanıklı mahsuller, uzun raf ömürlü mahsuller, şekerli tadı olan fakat haşereye karşı dayanıklı mahsuller, bazen bunlar besin değeri pahasına oluyor. TED في النهاية قمنا بتصميم محاصيل محوَّلة وراثيََا لتحقق الحد الأقصى من الربح، محاصيل تتحمل النقل، محاصيل تبقي طويلا على الرف، محاصيل مذاقها حلو لكن تقاوم الآفات، أحيانا على حساب القيمة الغذائية.
    Son olarak tekrar etmek gerekirse, bu keşfin bizlere pratik yarar sağlayan bir tarafı var. Yeni bir ilaç türü olan anti-çoğunluk algılama moleküllerini de bu sayede ürettik. TED في النهايه اود ان اكرر ان هنالك الجزء العملي فقد قمنا بعمل هذه الجزيئات المضاده لادراك النصاب والتي يجرى تطويرها كنوع جديد من الادويه
    Ayrıca, bizlere faydalı olan bakteriler için çoğunluk algılamayı geliştiren moleküller de ürettik. TED ولكن ايضا، كي ننهي بفائده للبكتيريا ذات الدور الفعال المساعده للانسان والتي تعيش على الارض لقد قمنا بعمل جزيء يدعم عمليه ادراك النصاب
    Motorları imal ettik, son iki yılda 100 farklı motor ürettik. Her birinin ölçümünü yaptık, ölçütğümüz modeli tekrar ayarladık, TED قمنا ببناء المحركات -- فقد بنينا 100 محرك مختلف خلال العامين الماضيين قمنا بقياس كل منها، وعدلنا النموذج بناءا على قياساتنا
    (Gülüşmeler) Garip değil mi, saatte 200 km hız yapabilen arabalar ürettik ama şu an onları 19. yy at arabalarıyla aynı hızda kullanıyoruz? TED (ضحك) أوليس ذلك سخيفاً كوننا قمنا بصناعة مركبات قادرة على التنقل بسرعات تصل إلى ما يقارب 130 ميلا في الساعة ونقوم اليوم بقيادتها بسرعات تضاهي سرعات عربات الأحصنة في القرن التاسع عشر؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد