Suya ulaşmak için tek şansımızın oraya üstten girmek olduğunu anladım. | Open Subtitles | أدركت بأن فرصتنا الوحيدة للوصول إلى الماء كانت بالسقوط من الأعلى |
- üstten aldın zaten. - Sonuncuyu alttan verdin. | Open Subtitles | ـ لقد حصلت عليها من الأعلى ـ الورقة الأخيرة كانت من الأسفل |
Asansörü en üst kata çağırsak, üstten zorla açsak, içeri öyle girsek? | Open Subtitles | ماذا لو أخذنا المصعد للطابق العلوي و فتحنا المصعد من الأعلى لندخل من هناك ؟ |
Çak bir beşlik! Yandan. Bir de üstten. | Open Subtitles | اضرب كفي , في الأعلى على الجانب , في الأسفل , بطيء جدا |
386 beygir gücünde, dört vitesli, üstten egzantrikli motoru var. | Open Subtitles | بقوة 386 حصانًا، ناقل الحركة على الأرضية أعمدة كامات علوية |
Doğrudan üstten emir almak isterler. | Open Subtitles | أنهم يدعون إستلام أوامرهم مباشرة من الأعلى |
Katlama, üstten 12 inç olacak. | Open Subtitles | اعتقدت أنه سيكون على ارتفاع 12 إنشاً من الأعلى |
Sana kendimden uzun birini üstten nasıl bıçaklayacağımı göstermemi ister misin? | Open Subtitles | هل تريد أن تريني كيف يمكن لشخص أن يطعن شخصاً أطول منه من الأعلى ؟ |
Ama biraz yakından, biraz üstten ve yandan bakınca.... ...gizli bir mesaj ortaya çıkıyor. | Open Subtitles | لكن ألقى نظرة أقرب أنظر من الأعلى ومن الجانب وستظهر رسالة سرية |
Apaçiler de üstten koruma sağlayacak. Asker, dikkat! | Open Subtitles | المسافة الدنيا في جميع الأوقات الأباتشي سوف تحمينا من الأعلى |
Sonra da siz tam havaya girmiş, ...rahatça hareket ederken üstten altta ısırmış. | Open Subtitles | وعضك في الأعلى و في الأسفل بينما عربدت و مرحت |
İşte böyle çalışıyor. Su üstten giriyor ve yemek alttan çıkıyor. | Open Subtitles | حسناً، هذه كيفية عملها تتدفق المياه من الأعلى |
Su üstten giriyor yiyecek fırtınası alttan çıkıyor. | Open Subtitles | تتدفق المياه من الأعلى و ينزل الطعام من الأسفل |
O yüzden alttan ve üstten disektomi yapmamız gerek. | Open Subtitles | لذا علينا أن نقوم باستئصال فقرة في الأعلى والأسفل. |
Hem alttan hem de üstten sorunum var. | Open Subtitles | لدي مشكلة فى الأعلى و الأسفل. لا يمكنني أن أغادر فى هذا الوقت من الليل بهذا الشكل. |
Ciğer hareketsiz bırakılmış ve kuru bir sünger görünümünde. Esnek olmayan bir yapıda, üstten ve yanlardan göğüs kafesi ile ve alttan yatay bir zar ile sabitlenmiş durumda. | TED | لا تستطيع رئة الطائر الحركة، وهي تتميز بنسيج من الإسفنج الكثيف وليست بمرنة، كما أنها مثبتة في الأعلى وعلى الجانبين بفضل القفص الصدري وأسفل الغشاء الأفقي. |
diye sordu "üstten ve alttan gelen sıcaklıkla" | TED | "بتعريضها للحرارة من الأسفل و من الأعلى." |
Önce üstten, sonra alttan geçirmeni istedim önce alttan sonra üstten değil! | Open Subtitles | أريدها من الأعلى للأسفل وليس العكس |
24 supaplı, üstten dört eksantrik mili. | Open Subtitles | أربع صمامات علوية سعة 24 |
Şimdi bunu yapmalıyım. Bunu, başbakan Sir Robert Peel Downing caddesi 10 numaradan kovana kadar yaptı. ve kovarken, o günlerde şöyle denirdi: "Size iyi günler dilerim, bayım" Tasarladığı şeyler ucube gibiydi, analitik makine, size bir fikir vermek için, bu üstten görünüşü, | TED | وقد دأب على القيام بذلك إلى أن قام السير روبرت بيل، رئيس الوزراء آنذاك، بطرده من عنوان رقم 10 شارع داونينغ، وطرده آنذاك كان يعني قول، "طاب يومك سيدي." (ضحك) ما قام بتصميمه كان هذه الآلة الضخمة هنا، المحرك التحليلي. الآن، فقط لإعطائكم فكرة حول هذا، هذه نظرة علوية. |