ويكيبيديا

    "üzücü olan" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الشيء المحزن
        
    • المحزن هو
        
    • الحقيقة المحزنة
        
    • الشيء الحزين هو أنني
        
    • الأمر المحزن
        
    Üzücü olan, başka kimsenin hatırlamaması. Open Subtitles الشيء المحزن أنه لا يوجد احد آخر قد تذكر
    Üzücü olan şey şu ki onu kimin kiraladığını asla öğrenemeyeceğiz. Open Subtitles كان يجب أن يربح أحد منا الشيء المحزن هو أننا لن نعرف أبداً من استخدمه
    Üzücü olan şey yıllar öncesinde bulmuş olmam. Open Subtitles الشيء المحزن .. أنني فعلت ذلك بالفعل قبل سنوات
    Ve Üzücü olan şey... bunun neden kötülük olduğunu anlayamaman; Open Subtitles والأمر المحزن هو أنك لا تعلم لمَ هي أعمال شطيانية
    Üzücü olan Punjab'ın adının lekelenmesi. Open Subtitles الشئ المحزن هو ان البنجاب قد اكتسبت سمعه سيئه
    Üzücü olan şey en iyi ilaçları kullanmamıza rağmen çoğu akciğer kanser geri dönüyor. TED الحقيقة المحزنة أنه، حتى بأفضل العقاقير المتوفرة لدينا اليوم، معظم سرطانات الرئة تعود للظهور.
    Üzücü olan sizi alsa kovamayacak olmam. Open Subtitles الشيء الحزين هو أنني لن أستطيع طردكم من العمل
    Üzücü olan şey ise Hamlet'i her düşündüğümde, aklıma kendim geliyorum, aşırı tedbirli, aşırı plânlı, her şey kusursuz olmalı. Open Subtitles الأمر المحزن هو، أني كلما فكرت في "هاملت" أتذكر نفسي أنا حذر و متمهل و أخطط لكل شؤني
    Asıl Üzücü olan şey, dünyanın çoğu bölgesinde yabancıların hükmen tehlikeli olduğuna, onlara güvenemeyeceğimize, bize zarar vereceklerine inanarak büyütüldük. TED الشيء المحزن حقًا هو، في أجزاء عديدة من العالم، ترعرعنا على الإعتقاد أن الغرباء خطيرون بطيبعة الحال، وأننا لا نستطيع الوثوق بهم، لأنهم قد يؤذوننا.
    Üzücü olan, onu zekice alt ettiğini düşünmesi. Open Subtitles الشيء المحزن بأنه يظن أن الوحش يغار منه
    Hayır, Üzücü olan şey şu ki, esrar laboratuarlarının patlaması çok normal. Open Subtitles لا, الشيء المحزن هو ان حوادث مختبرات "الميثان" شيء طبيعي جداً
    Hayır, asıl Üzücü olan Adam West'in televizyonun Batman'i olduğunu bilmemen. Open Subtitles لا, الشيء المحزن هو أنك لا تعرفين أن "آدم ويست" مثل دور الرجل الوطواط
    Asıl Üzücü olan ne biliyor musun? Open Subtitles وأتعلم ماكان الشيء المحزن ؟
    Üzücü olan şu ki, sen Dubois'den daha yeteneklisin. Open Subtitles الشيء المحزن هو، بأنك موهوبٌ أكثرَ من (دوبوا).
    Üzücü olan ise... Open Subtitles الشيء المحزن هو ..
    Üzücü olan ise... eşi onu, evinde tutmaya çalışıyordu. Open Subtitles والشيء المحزن هو أنها كنت تحاول فقط إبقائه بالمنزل
    Üzücü olan şu ki Leydi Mary, Howard'lar çok büyük, katolik bir ailedir. Open Subtitles الحقيقة المحزنة هي, ياسيدة ماري أن آل هاوارد من العوائل الكاثوليكية الكبيرة
    Üzücü olan sizi alsa kovamayacak olmam. Open Subtitles الشيء الحزين هو أنني لن أستطيع طردكم من العمل
    Ve Üzücü olan şey şu ki, bu şempanzeler- ki onlar belki de bize başka herhangi bir yaratıktan daha fazla alçakgönüllülük öğretti- vahşi doğada hızla yok oluyor. TED لهذا، الأمر المحزن هو أن هذه الشمبانزي -- التي من المحتمل علمتنا، أكثر من أي مخلوق آخر، قليلا من التواضع -- في الحياة البرية، تختفي بصورة سريعة جداً.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد