Bunun için uygun bir zaman yok. Karın için çok üzüldüm. | Open Subtitles | لن يكون هناك وقت مناسب انظر , أنا آسفة بخصوص زوجتك |
Tanrım, çok üzüldüm. Bir erkek arkadaşın olduğunu bile bilmiyordum. | Open Subtitles | يا إلهي, أنا آسفة لم أكن أعلم أن لديك صديق |
Kişisel değildi. Ve kulağa saçma gelse de bunun olmasına üzüldüm. | Open Subtitles | الامر لم يكن شخصي ورغم غرابة ما اقول، يؤسفني ما حدث |
Bunu duyduğuma üzüldüm. Şimdi buraya gel de beni al. | Open Subtitles | أنا آسف لسماع ذلك و الآن احضر إلى هنا لتصطحبنى. |
Bunu duyduğuma üzüldüm fakat sizden daha geriye gitmenizi rica edeceğim. | Open Subtitles | حسناً , اسف لسماع هذا لكن على ان اطلب منكم العوده |
- Bunu duyduğuma üzüldüm. - Ben üzülmedim. Piçin tekiydi. | Open Subtitles | أنا أسف لسماعك هذا لا تلقى بالا فقد كان مغفلا |
Bunu duyduğuma üzüldüm ama senin yerini doldurduğumu biliyorsun, Val. | Open Subtitles | آسفة لسماع ذلك، ولكنكِ تعرفين أن مكانكِ لم يعد شاغراً |
üzüldüm. Üzücü hatıraları sana hatırlatmak istemezdim. | Open Subtitles | أنا آسفة ، لم أتعمد جلب الذكريات الحزينة |
Sorunların varsa üzüldüm. | Open Subtitles | ترجوني ماذا؟ اسمع إن كنت في ورطة فأنا آسفة، جدّ آسفة |
Bu sabah iyi hissetmediğine üzüldüm George. | Open Subtitles | أنا آسفة جدا.. أنك لا تبدوا بخير هذا الصباح جورج |
Ortağınız için çok üzüldüm. | Open Subtitles | قصدت أن أقول لك كم انا آسفة لما حل بشريكك |
Aranızda problemler olmasına üzüldüm, ama bu, klisede yılın, en büyük yardım kampanyası. | Open Subtitles | حسناً , يؤسفني سماع أنكما تواجهان مشاكل لكن هذه حملة تبرعات الكنيسة الكبري |
Öyle hissetmenize üzüldüm dedektif ama gördüğüm şekilde yazmak zorundaydım. | Open Subtitles | أنا كتبت تلك القصة. يؤسفني شعوركَ بذلك يا مفتش لكن عليَّ كتابتها هكذا. |
Kardeşinin başına gelenlere üzüldüm. İyi misin? | Open Subtitles | يؤسفني ما سمعته عن خبر وفاة أخيك ، هل أنت بخير ؟ |
Martin için üzüldüm ama bunlar benden istediğin soda kutuları değil. | Open Subtitles | أنا آسف بشأن مارتن، لكنها ليست زجاجات صودا ما طلبته مني |
Keyifsiz olmana üzüldüm. Sanırım benim de bu gece seni keyiflendirecek hâlim yok. | Open Subtitles | انا اسف على عدم شعورك بالعافية, انا نفسى على الجانب القاسى الليلة |
Buna üzüldüm. Ama nedeni beni ilgilendirmez sanırım. | Open Subtitles | أنا أسف لذلك, لكن ليس من شأني أن أسال لماذا |
O kadar yolu boşa katetmenize üzüldüm. Oraya Jonathan için gitmiştiniz. | Open Subtitles | انا اسفة لرحلتك العديمة الفائدة اعنى عن جونسون |
Yemek yapamadığım için üzüldüm. Nasıl yapılacağını okulda mı öğrendin? | Open Subtitles | أنا أسفة , لم أستطيع إعداد العشاء من آجلنا |
Bunun için üzüldüm ama babamın telefonu üst katta ve üst kata çıkıp o telefonu açmak için önümde birkaç hafta daha var. | Open Subtitles | أنا آسفه هاتف والدي في الطابق العلوي سيكون هناك بضعة أسابيع أخرى قبل أن أتمكن من المشي إلى الطابق العلوي للرد على ذلك |
Lindsay, elektrik sorununu duyduğuma üzüldüm ama bu artık benim sorunum değil. | Open Subtitles | ليندزي, أنا متأسف لسماع ما يحدث لك لكنها ليست مشكلتي بعد الآن |
Buna üzüldüm. Hep sizin uyumlu bir çift olduğunuzu düşünürdük. | Open Subtitles | أنا حزين لسماع هذا نحن نعلم أنك لطيف في معاملة الأزواج0 |
Senin için üzüldüm. Acıklı bir yaşam sürmüş olmalısın. Normalde ne iş yaparsın? | Open Subtitles | . أشعر بالأسف إتجاهك ، لا بد أنك تعيش حياة حزينة ماذا تعمل بالعادة؟ |
Burada bir kadının rahatsız edilmeden yemek yiyememesine üzüldüm. | Open Subtitles | متأسفة ، لا يمكن لسيدة أن تتناول طعامها هنا، دون أن يتمّ إزعاجها |
Yine de siz ve CNRI'daki meslektaşlarınız, kapılarınızı tekrar açmayacak olduğunuzu duyduğuma üzüldüm. | Open Subtitles | مع ذلك، أنا آسفٌ لأنّكِ وزملائك في البحوث الوطنية لن تفتحوا أبوابكم مجدّدًا. |
Sizin bir kadının sadece ev kadını olmaktan kurtarmak için çalışmaya kendini adamış birini düşman gibi görmenize çok üzüldüm | Open Subtitles | حسناً انا اسفه لأنك عدوانيه تجاه شخص يحارب من اجل ان تصبح امرأة مثلك أكثر من ربة منزل |
Öldüğüne üzüldüm ama burada da işler o kadar iyi gitmiyor. | Open Subtitles | أَنا آسفُ لانه ميتُ، لكن الأشياءَ لم تكن عظيمةَ هى الاخرى. |