Bazen, geceleyin araba kullanırken üzerime doğru hızla gelen bir çift far görüyorum. | Open Subtitles | أحيانا عندما أقود السيارة على الطريق ليلا أرى نور فانوسي سيارة يتجهان نحوي |
üzerime doğru gelen büyük şeylerden hiç hoşlanmam. | Open Subtitles | لا أحب الأشياء المتحركة وبالذات التي تتحرك نحوي |
Araç silahlı soygun yapıp aniden üzerime doğru gelmeye başladı. | Open Subtitles | السيارة كانت مُغادرة بأسلحة مسروقة كانت تتقدم نحوي بسرعة |
Bana saygı göstermeden üzerime doğru yürüyor aynen. | Open Subtitles | إنه يتجه نحوي دون أن يبدي أي احترام ٍ لي |
Birden karanlıktan çıkıverdi. üzerime doğru geliyordu. | Open Subtitles | فخرج من الظلمة وكان يبدو أنه يتجه نحوي |
Aynı ışık ve şu şu dönüp duran mandala şekli üzerime doğru geliyordu. | Open Subtitles | ...نفس الضوء وهذا وشكل الماندالا السريع يأتي نحوي - هل انت متأكد ؟ |
Ve sonra... hızla koşarak üzerime doğru geldi. | Open Subtitles | ثم جاء نحوي منطلقاً بأقصى سرعة |
Herif herif üzerime doğru geliyordu elinde de bir tüfek vardı... | Open Subtitles | ... أهلاً، هذا الشخص هذا الشخص كان مُتجهاً نحوي ... حاملاً حاملاً بندقية |
bir kadın gördüm, bembeyaz giyinmiş, üzerime doğru eğilmiş. | Open Subtitles | رأيت امرأه ترتدي الابيض انحنت نحوي |
Gökyüzünden tam da üzerime doğru geldi! | Open Subtitles | لقد أتى من السماء، أتى مباشرةً نحوي |
Yavru direk üzerime doğru geldi. | Open Subtitles | تقدم العجل نحوي مباشرة. |
Yavru doğrudan üzerime doğru geldi. | Open Subtitles | تقدم العجل نحوي مباشرة. |
Charlie'yi ararken yolun aşağısından üzerime doğru hızla gelen ışıklar gördüm. | Open Subtitles | عندما كنتُ أبحث عن (تشارلي) رأيتُ اضواءً تنبثق نحوي |
Charlie'yi ararken yolun aşağısından üzerime doğru hızla gelen ışıklar gördüm. | Open Subtitles | عندما كنتُ أبحثُ عن (تشارلي)" "رأيتُ اضواءً تنبقُ نحوي |
- İkisi de üzerime doğru geliyordu. | Open Subtitles | - متجهتين نحوي, كلاهما- |