Bana üzerinde çalışılacak fazla bir şey göndermedin, ben de yoğunlaştırıp çoğalttım. | Open Subtitles | انت لم ترسل لي المزيد للعمل عليه لذلك قمت بتركيزه لصنع منه المزيد |
Ajan Gibbs'in de bildiği gibi patlamaya bağlı olarak ortaya çıkan güç yoğun sıcaklık, üzerinde çalışılacak pek bir şey bırakmamış. | Open Subtitles | كما يعلم العميل (غيبز)، نظرا لقوة الإنفجار، و الحرارة الشديدة، لم يتبقى الشيء الكثير للعمل عليه. |
Ama, üzerinde çalışılacak canlılıkta olanını henüz ele geçiremedik. | Open Subtitles | -لكنا لم نمسك واحدة حية كي ندرسها |
Ama, üzerinde çalışılacak canlılıkta olanını henüz ele geçiremedik. | Open Subtitles | -لكنا لم نمسك واحدة حية كي ندرسها |