Bunların bazıları coğrafi zorluklara rağmen, problemler üzerinde çalışmak için haftada bir buluşan fiziksel gruplardı. | TED | بعض هذه المجموعات كانت للدراسة معاً عبر التوزيع الجغرافي لتواجدهم ويلتقون بصورة أسبوعية للعمل على حل المسائل. |
Jinekolojik aletler mutant kadınlar üzerinde çalışmak için. | Open Subtitles | إنها أجهزة أمراض نساء للعمل على النساء المسوخ |
Kafatasının üzerinde çalışmak için gereken adam Daniel. | Open Subtitles | الرجل الذى نحتاجه للعمل على الجمجمة هو دانيال |
Bakın, benim için tahminlerinizin ötesinde anlam ifade eden bir konu üzerinde çalışmak için bir yıl süresince ailemden, yaşantımdan vaz geçiyorum ve kişisel olarak istediğim şeyi elde etmeksizin tüm bunları yapma fikri benim için söz konusu olamaz. | Open Subtitles | انظر، سأقدّم سنة من حياتي.سأغادر عائلتي لأعمل على مادّة موضوع تعني.. أكثر |
Lenny, Mr.Burns'e söyle bir yarışma üzerinde çalışmak için eve gidiyorum. | Open Subtitles | (ليني)، أخبر السيد (بيرنز) أني ذاهب إلى المنزل لأعمل على المسابقة. |
Evet, konuşman üzerinde çalışmak için vakit kazandık. Davet yemeğini Los Angeles'ta çekeriz. | Open Subtitles | سيتسنى لنا الوقت للعمل على الحوار سنصور اللقاء في لوس أنجلوس |
karbüratör üzerinde çalışmak için pabuç anahtarı kullanmam asla. | Open Subtitles | أنا لن أستخدم مفك براغي للعمل على المحرك. |
Bunun üzerinde çalışmak için bu hafta çok zamanım olacak. | Open Subtitles | أنا ذاهب ليكون الكثير من الوقت هذا الأسبوع للعمل على ذلك. |
Teziniz üzerinde çalışmak için zamanınız olacaktır. | Open Subtitles | سيكون لديك الوقت للعمل على أطروحة الخاص. |
Düşman arazisinde 40 klik aleti mevcut burası ve orası arasında üzerinde çalışmak için bol zaman var. | Open Subtitles | هناك مسافة طويلة من التضاريس الورعة إلى وجهتنا والكثير من الوقت للعمل على ذلك |
Tüm dünyadan kampanya grupları bu konu üzerinde çalışmak için bir araya geldi. | TED | أعضاء الحملة من أنحاء العالم تضامنوا سويةً للعمل على هذه المسألة . |
Farmer 2000'den önce hiç yokmuş gibi Sihirbaz davası üzerinde çalışmak için Eyalete geçmeden önce. | Open Subtitles | فقط يبدو و كأن "فارمر" لم يكن موجود قبل العام ألفين عندما نقل إلى الولاية للعمل على قضية رجل السحري |
QED üzerinde çalışmak için. | Open Subtitles | و هو للعمل على جهاز التشابك الكميّ. |
Cora yarın şehre dönüyor şarkı üzerinde çalışmak için bizi stüdyosunda bekliyor. | Open Subtitles | (كورا) عائدة إلى البلدة غداً، وتريد لقاءنا في الإستوديو خاصتها للعمل على الأغنية |
Lab raporu üzerinde çalışmak için tabii. | Open Subtitles | للعمل على تقرير المختبر. |
Kitabı üzerinde çalışmak için bir kulübe kiralamış. | Open Subtitles | (بيغ سُر). استأجرت كوخاً للعمل على تأليف كتاب. |
Bu dava üzerinde çalışmak için kaynağım yok. | Open Subtitles | لا أملك الموارد لأعمل على هذه القضية |
Tek seferlik algoritmam üzerinde çalışmak için Hooli bilgisayarı kullandım. | Open Subtitles | استخدمت جهاز من (هولي) لأعمل على اللوغرثمية لمرة واحدة |