Bazıları ufak tefek ve önemsizdir fakat diğerlerinin hayatımız üzerinde büyük bir etkisi var. | TED | بعضها صغير وغير مهم، والبعض الآخر له تأثير كبير على حياتنا. |
Bu insan yapımı vahaların, doğa üzerinde büyük bir etkisi var. | Open Subtitles | هذه الواحات التي صنعها الإنسان لها تأثير كبير على الطبيعة |
Ben o senin hayatın üzerinde büyük bir etkisi olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | ، في رأيي . كان لديه تأثير كبير على حياتك |
Yani bu fenomenin bir tür parçasıdır. Ben spontane kendi organizasyonu olarak adlandırılan Burada, karınca kolonileri gibi Burası tarafından alınan küçük kararlar mikro düzeyde aslında makro seviyesi üzerinde büyük bir etkisi var. | TED | لذلك كأنه جزء من ظاهرة سميتها عفوية التنظيم الذاتي ، حيث ، كما هو الحال في مستعمرات النمل ، حيث القرارات الصغيرة التي تتخذ -- على المستوى الجزئي لديها تأثير كبير على المستوى الأكبر |
Gelişmekte olan ülkeler üzerinde büyük bir etkisi var. | Open Subtitles | لديها تأثير كبير على البلدان النامية. |