Her hayatın ortak bir atası olduğu gibi üzerinde durduğumuz kara parçalarının da ortak bir atası vardı. | Open Subtitles | كما لو كان للحياة كلها سلف مشترك كما الأرض التي نقف عليها |
üzerinde durduğumuz zemine ayak basıyor olmamızın sebebi sabırdır. | Open Subtitles | الأمر الذي سيؤدي بنا فوق الأرض التي نقف عليها الآن |
Sizlerin yaptığı... şimdi üzerinde durduğumuz bu dehşetli makine Senato'ya, değerli filolarına bir son verecek. | Open Subtitles | هذه الآله العنيفه التي بنيناها والتي نقف عليها ، ستقضي على مجلس الشيوخ وعلى أسطولهم العزيز |
İnan bana üzerinde durduğumuz her yer, hatta burası bile gitmiş olacak. | Open Subtitles | ثقي بي، كل شيء نقف عليه هنا سيكون في طيّ النسيان |
Çünkü üzerinde durduğumuz toprak mayına aittir. | Open Subtitles | لأن الأرض التي نقف عليها تنتمي للمنجم |