ويكيبيديا

    "ışığından" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • ضوء
        
    • أشعة
        
    • نور
        
    • لضوء
        
    • إشراقا
        
    Gün ışığından yararlanarak, en azından bir yere daha gidebiliriz. Open Subtitles لدينا الوقت لكنيسةٍ أخرى على الأقل قبل إختفاء ضوء النهار
    Karanlıkta, penceresiz odalarda saklanırız ve genellikle güneş ışığından kaçınırız. TED نختبئ في الظلام، في غرف بلا نوافذ، وعادة ما نتفادى ضوء الشمس.
    Yani bu güneş ışığından iki kat faydalanmak demek hem güneş hücreleri hem de bitkiler için. TED لذلك تحصد الضعف من ضوء الشمس، لكل من الخلايا الشمسية وللنباتات.
    Doğadan ilham aldık, güneş ışığından ve rüzgar dinamiklerinden. TED إنها مستوحاة أكثر من الطبيعة، مع أشعة الشمس وديناميكية الرياح.
    Ardından bir miktar Sweetums Mısır Şurubu'ndan ve gün ışığından birkaç damla ve biraz da diğer malzemelerden ekliyoruz. Open Subtitles و نضيف عليها شراب الذرة القليل من أشعة الشمس و اشياء اخرى
    İsa'nın ışığından uzak kalan her şey pis çukurundan çıkıp topraklarımıza lanet getiriyor. Open Subtitles مخلوق شنيع يحجب نور الربّ يخرج زاحفاً من مخبأه ليصبّ لعناته على الأرض
    Burada gördüğümüz galaksiler türünden tipik bir galaksiden gelen ışığın tümü, yıldızların ışığından gelir. TED و كل الضوء الذي ترونه من مجرة تقليدية مثل المجرات التي نرى هنا يأتي من ضوء النجوم
    İstasyon merdivenlerine vuran ocak ayı ışığından bahsetti. Open Subtitles أخبرني بخصوص ضوء يناير على سلالم المحطات
    Onu güneş ışığından uzak tutun. Open Subtitles أنه يكره الضوء الساطع و أن تبعده عن ضوء الشمس
    Ay ışığından oldu sanırım, ama ortada ay yoktu. Open Subtitles كان يجب أن يكون ضوء القمر. إلا أنه لا يوجد القمر.
    Söz verilemeyen, ya da gün ışığından uzun sürmeyen şey. Open Subtitles الذى لا يمكن الوفاء به أو تم وضعه ليتوانى أكثر من ضوء الشمس
    Uçağa birıemem. Gün ışığından kesin olarak korunmanın yolu yok. Open Subtitles لا أستطيع الطيران , ليس هناك طريق متأكداً للمحاذرة من ضوء الشمس
    Etrafı aydınlatmada ay ışığından yararlanılabilir ancak çok da fazla değil. Open Subtitles لربما تكون هناك اضائه كافيه من ضوء القمر للعمل, لا شيء اكثر. أعشابهم.
    Güneş'imizin ışığı, bizi her gün aydınlatan ve ısıtan ışık, yıIdız ışığından başka bir şey değildir. Open Subtitles ضوء شمسنا الذي يكتنفنا ويدفئنا كل يوم ما هو إلا ضوءٌ نجمي
    Şimdi ikinizde dinleyin, karanlık çökünce daha soğuk olacak, bu yüzden, ilk ay ışığından önce Tinker Bell'i eve götürmen en iyisi olacak Open Subtitles الآن اسمعا، يصبح الطقس بارداً في الليل لذلك من الأفضل إعادة تينكر بيل قبل سطوع ضوء القمر
    Gün ışığından hoşlanmıyorlar çünkü böylelikle dudak kalemlerinin ağız kırışıklıklarına nasıl karıştığını görebiliyorsun. Open Subtitles إنهم لا يحبو ضوء النهار لأنك تستطيعين أن ترين كيف تنزف شفاههم وتلك التجاعيد في الفم
    Bazıları güneş ışığından beslenir, bazıları karbondan. Open Subtitles بعضها يتغذى على أشعة الشمس , البعض الآخر على الكربون
    Şimdi anladım. Elbiselerin seni kızıl güneş ışığından koruyor. Ama bu sıcaklığa fazla dayanamaz. Open Subtitles فهمت الآن، ثوبكم هذا يحميكم من أشعة الشمس الحمراء لكنه لن يصمد طويلاً امام هذه الحرارة
    Mürekkepler, gün ışığından etkilenmeyen metal içerirler. Open Subtitles تحتوي الأحبار على المعادن، التي هي محصنة ضدّ أشعة الشمس
    Söz verilemeyen, ya da gün ışığından uzun sürmeyen şey. Open Subtitles ما لا يمكن الوعد به ، ولا يمكن ابقاءه أكثر من نور الشمس
    Bu yardımcı yosunlar, mercanların ana besin kaynağı olan şekeri üretmek için güneş ışığından faydalanır. Open Subtitles هذا طحلب المساعدة إستعمل نور الشمس لإنتاج السكّر مصدر الغذاء الأساسي
    Fakat Kurt ay ışığına ihtiyaç duyuyor! Ay ışığından yapılmış. Open Subtitles لكن الذئب يحتاج لضوء القمر، فهو مخلوق منه
    Bir neon ışığından daha parlaktı. Open Subtitles أكثر إشراقا من النيون.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد