Oradaki ışıklandırmayı geliştirmek kadar basit olabilir. | Open Subtitles | ربما يكون الأمر سهلاً كتحسين الإضاءة في الخارج |
Yani buraya değil tabii ışıklandırmayı özleyeceğim. | Open Subtitles | حسناً , ليس هنا , رغم أنني سأفتقد الإضاءة |
Ayni ışıklandırmayı oluşturmak belaydı. Tungsten ve doğal ışık karışımı. | Open Subtitles | عمليه تخليق الإضاءة كانت خليط بين "التنجستنِ" والضوءِ الحقيقي |
Belki de Noel ağaçlarını ışıklandırmayı atlayabiliriz? | Open Subtitles | حسنا، ربما يمكننا تخطي إضاءة شجرة عيد الميلاد؟ |
Tamam, birazdan kral ve kraliçeyi duyuracaklar, Caitlyn sahnenin yanına gitmeni ve en ışıklandırmayı bulmanı istiyorum. | Open Subtitles | حسناً , سوف يعلنون الملك و الملكة قريباً, إذاً , كيتلين أريد الذهاب للمسرح و الحصول على أفضل إضاءة. |
Bay Palos Hills Lisesi güzellik yarışması beş gün içince başlayacak ve sen hala programı yazdırmadın ayarlamaları yapmadın yada Theo ve Cole ile ışıklandırmayı konuşmadın. | Open Subtitles | مسابقة سيد مدرستنا بعد خمسة أيام وأنتي لم تطبعي البرنامج بعد ولم تنهي المجموعات، أو تحدثتي عن الإضاءة مع (ثيو) و (كول). |
güneş çevremizdeki güzeliik içindir, tıpkı bu binadaki gibi -- Atlanta'daki High Müzesi, İtalya'dan Renzo Piano tarafından yapılmış, Arup Işıklandırma ile beraber, Çatıdaki bütün bu güzel açıklıklar sayesinde güneşin dışarıda yaptıklarına boşluk boyunca tepki veren, çok iyi bir ışıklandırmayı oluşturdular. ışıklandırma mühendislerinden oluşan çok parlak bir takım. | TED | وضرورية لرؤية الجمال في بيئتنا ، في مثل هذا المبنى -- المتحف الرفيع في اتلانتا ، الذي أنشئ من قبل رينزو بيانو من إيطاليا ، جنبا إلى جنب مع مجموعة أروب للإضاءة ، وهي مجموعة مبدعة من مصممي الإضاءة الذين صنعوا نظام مستقر جداً من الضوء عبر المساحات الخاوية تتجاوب مع تغيرات الشمس في الخارج وهذا يحدث بسبب هذه الفتحات الجميلة في السقف |