Tam gün ışığında bir çadır kurduk ve çadırı içerideki karanlığa yalnızca tek bir ışık ışınının girebileceği şekilde kapattık. | Open Subtitles | نَنصُب خيمة في ضوء النهار و نختمها بإحكام بحيث شعاع واحد من الضوء فقط يستطيع إختراق ظلمتها الداخلية |
Tam gün ışığında bir çadır kurduk ve çadırı içerideki karanlığa yalnızca tek bir ışık ışınının girebileceği şekilde kapattık. | Open Subtitles | وأغلقناها بشكل محكم حتى ينفذ من خلالها شعاع واحد للضوء ليزيل الظلام داخلها |
Tesla'nın ölüm ışınının Superman adlı çizgi filmde Electrothanasia Işını adıyla yer alışı, halkın hayal gücünü harekete geçirmişti. | Open Subtitles | حرك سلاح تيسلا خيال العامه عندما تم تصويره في الرسوم المتحركه لسوبر مان , شعاع (الالكتروسانيزيا) |
Çoğalıcıların ışınının yoğunluğunun ne zaman azaltılacağını bilemeyiz. | Open Subtitles | لا نستطيع التنبؤ الى متى سيخفف شعاع (الربليكتورز. |
Lazer ışınının gidiş ve dönüş süresini ölçerek, Peter Ay'ın mesafesini tam olarak hesaplayabilir. | Open Subtitles | بحساب الوقت الذي يستغرقه شعاع الليزر منذ خروجه حتى إرتداده, بمقدور (بيتر) حساب المسافة الدّقيقة إلى القمر. |