Ihab Rashid'in destekleyerek bu ülkeye zarar vermeye ve bölmeye çalışıyorlar. | Open Subtitles | في محاولة لتقويض حكومتنا وتقسيم دولتنا عن طريق دعم إيهاب رشيد |
Hayır sayın başkan, Ihab'ı ve isyanını tüm imkanları kullanarak yok etmemi emrettiniz. | Open Subtitles | لا , سيدي الرئيس , لقد أمرتني بأن أدمر إيهاب ومتمرديه بأي الوسائل الممكنة |
Sayın büyükelçi, istihbaratımız Ihab Rashid'in cephanede kimyasal silah bulundurup bulundurmadığını araştırıyor. | Open Subtitles | سيدي السفير مخابراتنا تحقق إذا كان إيهاب رشيد يخزن |
Ihab aftan önce yeni bir yetki alanı içine nakledilecek. | Open Subtitles | إيهاب سوف يحوّل إلى نطاق قضائي جديد قبل العفو |
Fauzi Nidal'dan Ihab Rashid ile bir buluşma ayarlamasını istedim. | Open Subtitles | طلبت من (فوزي نضال) أن يرتب لقاءاً مع (إيهاب رشيد) |
Fauzi Nidal'dan Ihab Rashid ile bir buluşma ayarlamasını istedim. | Open Subtitles | طلبت من (فوزي نضال) أن يرتب لقاءاً مع (إيهاب رشيد) |
Fauzi Nidal'dan Ihab Rashid ile bir buluşma ayarlamasını istedim. | Open Subtitles | طلبت من (فوزي نضال) أن يرتب لقاءاً مع (إيهاب رشيد) |
Üç gün önce Ihab'a sunduğun paketin aynısını şimdi Şeyh'e sunuyorsun. | Open Subtitles | لقد قدمت للشيخ نفس الصفقة التي قدمتها لـ(إيهاب) منذ ثلاثة أيام |
Abbudin'in gerçek temsilcisi benim. Bu terörist Ihab Rashid değil. | Open Subtitles | أنا هو الصوت الحقيقي لـ(عبودين) وليس ذلك الإرهابي (إيهاب رشيد) |
Ihab şu an neyse Jamal Al Fayeed yüzünden öyle oldu. | Open Subtitles | أيما يكون الآن (إيهاب) فـ(جمال الفايد) من صنعه على تلك الصورة |
Walid'in terörist yeğeni Ihab Suriye'den geldiğinden beri sorun çıkarıyor. | Open Subtitles | ابن شقيق (وليد) الإرهابي (إيهاب) يتسبب في المشاكل منذ أن عاد من "سوريا". |
Terörist yeğenin Ihab'ın haberleri babamın canını sıktı. | Open Subtitles | إن والدي متضايق مما يسمعه عن ابن أخيك الإرهابي (إيهاب). |
Millet Ihab hakkında hep dedikodu çıkarıyor. | Open Subtitles | دائمًا ما يروج الناس الشائعات حول (إيهاب). |
Millet Ihab hakkında hep dedikodu çıkarıyor. | Open Subtitles | دائمًا ما يروج الناس الشائعات حول (إيهاب). |
Ihab'ın onlarca destekçisini şimdiden tutuklattım. | Open Subtitles | لقد قمت باعتقال العشرات من أتباع (إيهاب). |
Böyle suçlamalar yaparak beni üzüyorsun ama. Hele ki benim tek düşüncem senin güvenliğinken Ihab. | Open Subtitles | يؤلمني أن أسمع أنك تلقي بهذه الاتهامات في حين أن قلقي الوحيد هو على سلامتك، (إيهاب). |
Çünkü o yaşarsa, Ihab ve destekçilerinin üzerine sert bir şekilde gitme bahaneni kaybedeceksin. | Open Subtitles | لأنها إن عاشت، فستفقد عذرك في القضاء على (إيهاب) وزمرته. |
Ihab Rashid'i ve on destekçisini ele geçirdik. | Open Subtitles | لقد إعتقلنا (إيهاب رشيد) و عشرة من تابعيه |
Ihab Rashid seni babamızın suçuyla ilişkilendirerek ahlaki açıdan daha üstün durmaya çalışıyor. | Open Subtitles | يحاول (إيهاب رشيد) أن يهيء أرضية أخلاقية عالية, بربطك بجرائم أبيك, لكن لا تمكنه من ذلك, |
Abbudin'in gerçek sesi benim. Sahtekâr terörist Ihab Rashid değil. | Open Subtitles | أنا صوت الحق لـ(عبودين), و ليس هذا المتظاهر الإرهابي (إيهاب رشيد) |
"Ihab Harika." etiketine bak. | Open Subtitles | " انظري لهاشتاق " ايهاب الصخرة |