Ama en çok da cinsiyet ve ırksal baskı mirasını ortaya dökmek zordu çünkü ben haklardan en çok faydalananlardan biriyim. | TED | ولكن اﻷصعب كان فرط ميراث الاضطهاد العنصري والجنسي في حين أني من أكبر المستفيدين. |
Tarih boyunca, kamu güvenliğini sağlamadığımız fakat ırksal ayrımcılığa ilişkin tarihsel mevzuatlara uzun süre maruz kaldığımız noktalara çekildik. | TED | تاريخيًا، انجررنا نحو تلك الأماكن حيث لم نوفر بالضرورة السلامة العامة لكن فُرض الفصل العنصري التشريعي التاريخي الطويل. |
WG: Hâlâ her gün insanların deneyimlerine, kolektif ırksal gerçekliğimizin karmaşasına şaşırıyoruz. | TED | وينونا: لا زلنا مبهورين بتجارب الناس مع مرور كل يوم، من تعقيد واقعنا العرقي المشترك. |
O, hastalıklara ırksal yaklaşımı açıkladı ve farklı ırkların farklı hastalıklara sahip olduğunu, yaygın hastalıkları farklı şekilde deneyimlediğini açıkladı. | TED | وعزز المفهوم العرقي للمرض، بأن الأشخاص من أعراق مختلفة يعانون من أمراض مختلفة ويعانون من الأمراض الشائعة بشكل مختلف. |
Kaldı ki işaretlediğim ırksal kimliğin genlerimle hiçbir ilgisi yoktu. | TED | ومهما كانت هويتي العنصرية التي أختار فليس لها علاقة بجيناتي. |
Çevre bir kutuda, eşitsizlik bir diğerinde, ırksal ve cinsiyet adaleti başka bir çift kutuda, eğitim şurada, sağlık burada. | TED | فالبيئة في قالب، وعدم المساواة في قالب، والعدالة العرقية والجنسانية في قالبين آخرين، والتعليم هنا، والصحة هناك. |
Irksal uyum, mutluluk arayışı, Seinfeld... | Open Subtitles | "إنسجام عرقي"، "السعي خلف السعادة" "ساينفلد" |
Güney Afrikalı siyahi vatandaşlara acımasızca baskı yapmak yabancı sorunu olmaktan çıktı, artık Birleşik Devletler'in ırksal sorunu haline geldi. | Open Subtitles | القمع الوحشي لمواطني جنوب أفريقيا السود لم يعد يجعل من هذه سياسة أجنبية، ولكن يثير قضية عنصرية في الولايات المتحدة. |
Buna Afrika demeyin. Bunu ırksal bir durum olarak göstermeyin. | TED | لا تعبروا هذه المشكلة مشكلة افريقيا او مسألة عرقية |
Pekâlâ, ırksal hassaslık eğitimini almadığını düşünüyorum. | Open Subtitles | صحيح , أفترض انك فوت التدريب الحسي العنصري |
Bilirsin, ırksal kültürünü kullanıp, seni kandırabilir. | Open Subtitles | نظراللتراث العنصري الخاص يبدو انه هناك شئ |
FBI izleme listesi gerçek bilgiden çok ırksal profilleme üzerine kurulu. | Open Subtitles | قائمة المراقبة لمكتب التحقيقات الفدرالي بدت أكثر كالتنميط العنصري على غرار المعلومات الحقيقية |
Eşit Adalet Hareketi'nde Bryan Stevenson ırksal farklılığa dikkat çekmişti, köleliği ve Jim Crow'u, toplu yıkımları ve daha da ötesini haklı çıkarmak için kendimize söylediğimiz bir hikâye. | TED | هو ما يدعوه براين ستيفينسون في مبادرة العدالة المتساوية بحكاية الإختلاف العرقي القصة التي أخبرناها لأنفسنا لتبرير العبودية وقوانين جيم كراو والسجن لأعداد هائلة وما هو اكثر من ذلك |
Bu ofis bence ırksal farkındalık açısından son derece ileride. | Open Subtitles | إليك الأمر أرى هذا المكتب متطوراً جداً و مطلع على أمور الإدراك العرقي |
Tepkimiz zekice ve adil olmalı özellikle ırksal konularda. | Open Subtitles | تجاوبنا يجب أن يكون ذكيا وعادلا مُراعين خصوصا الجانب العرقي في الموضوع |
Beyaz ağırlıklı özel okullara giden siyahi bir öğrenci olarak, ırksal basmakalıp düşünceleri yansıtan tutum ve davranışlarla karşılaştım. | TED | كطالب أسود يذهب لمدرسة أكثرها طلاب بيض، اعتدت على التصرفات التي تعكس الأفكار العنصرية |
Yaklaşık 17 yıl boyunca bu fuarın kapıları ve arşivi içerisinde kaldım, yalnızca o hikâyeden ötürü değil fakat fuar alanında oynanan gerçek ve ırksal bir ölüm kalım dramasından ötürü. | TED | منذ ما يقرب من 17 عاماً، لقد بقي داخل البوابات وأرشيف هذا المعرض، ليس فقط بسبب تلك القصة ولكن بسبب وجود حقيقي لدراما الحياة والموت العنصرية. التي عرضت على أرض المعارض. |
Ama şüphesiz ki bu yaklaşımınız ırksal bir nefreti ve beyaz karşıtlığını tetikleyecektir. | Open Subtitles | لكن بالتأكيد هذا النهج يشعل فتيل الكراهية العنصرية ومكافحة البيض |
Ayrıca, bu olay fiziksel engelli ve görme engelli olmanın şu yada bu biçimde nasıl etnik, sosyal, ırksal ve ekonomik ön yargıları ortadan kaldırdığını gösteriyor. | TED | ويوضح أيضا كيف أن الإعاقة والعمى نوع من ال عبر العرقية والاجتماعية، الخطوط العرقية والاقتصادية. |
Başkan Obama ve Başsavcı Eric Holder hüküm giydirmede reform ve hapsetmede ırksal farklılığın üzerinde durulması gerekliliğiyle ilgili çok güçlü açıklamalar yaptılar. | TED | الرئيس أوباما والمدعي العام إريك هولدر أعلنا بكل قوة عن القيام بإصلاحات، عن الحاجة إلى معالجة الفروق العرقية في السجن. |
Irksal hak. | Open Subtitles | أنا أطـالب بالفتاة التي هي من عرقي. |
Irksal çekicilik mi? | Open Subtitles | تحفز عرقي |
Hayır, hayır, hayır, ben ırksal sözler söyledim, ırkçı sözler değil | Open Subtitles | كلا ، كلا ، كلا ، إنني أقول . أموراً عرقية ، لا عنصرية |
Bir diğer ırksal savaş, daha fazla yer değiştirme sürülen yığınlar, zorunlu göçler. | Open Subtitles | حرب عرقية جديدة المزيد من المهجرين قسراً ترحيل جماعى هجرة إجبارية |
Irksal tıp, hastaları renklerine göre ayırarak ön yargılara ve basmakalıp düşüncelere maruz bırakıyor. | TED | كما يترك أيضاً طب العرق المرضى من أعراق مختلفة عرضة للتحيزات الضارة والنمطية. |
Bugün ırksal bilgi düzeyimizi yükseltmek, ırksal anlamda bilgili olmak ne demek yeniden tanımlamak için buradayız. | TED | اليوم، نحن هنا لتحسين معاييرنا فيما يتعلق بالثقافة العرقية، لإعادة تعريف معنى أن تكون مثقفاً عرقياً |
Irksal tıbbın problemi yanlış tanı koymasıdır. | TED | وتمتد مشكلة الطب القائم على العرق إلى أبعد من التشخيص الخاطئ للمرضى. |