Resmi açıklama, jet yakıtının ürettiği yüksek ısının uçağın tamamını buharlaştırdığı şeklindedir. | Open Subtitles | التفسير الرسمى لذلك هو أن الحرارة الحادة من وقود الطائرة بخرتها بالكامل |
Ancak ısının gezegen etrafındaki hareketinden yola çıkarsak ısıyı yönlendiren şey okyanuslardaki akıntılardır. | Open Subtitles | لكن بغية تحريك الحرارة ،حول الكوكب إنها تيارات المحيط التي تعمل كقوة دافعة |
Ve ısının 55 ile 60 derece gibi değerlere yükseldiğini görüyorsunuz. | TED | ويمكنكم ملاحظة الارتفاع في درجة الحرارة لحدود 55 أو 60 درجة مئوية. |
Siz ikiniz dinleyin, hemen eve girin ve ısının. | Open Subtitles | أستمعوا الآن ،أنتم الأثنان أدخلوا إلى البيت لتحصلوا على الدفء |
- Size ısının demiştim! | Open Subtitles | هل فقدتم صوابكم أيّها الرجال ؟ أما طلبت منكم القيام بالتحمية ؟ |
Hadi içeri girin de ısının. | Open Subtitles | هيا للداخل دفئوا أنفسكم |
Kemik çatlaması da aşırı ısının bir sonucudur. | Open Subtitles | التَقطيع العظمي أيضاً a علامة الحرارةِ المتطرّفةِ. جيد جداً. |
Isının, işe yaramasını sağlayacağını sanmış ama çok geç olduğunu fark etmemiş. | Open Subtitles | لقد ظنت بان الحراره قد تجعله يعمل لكنها فقط ادركت بعد فوات الاوان |
Belki şehirde ısının daha yüksek olduğunu düşünebilirsiniz. | TED | تعتقدون أنه في المدينة من المحتمل أن تكون درجة الحرارة أكثر دفئاً |
Atmosfer ve içindeki moleküller bu ısının bir kısmını emiyor ve geri gönderiyor. | TED | يمتص الغلاف الجوي والجزيئات بداخله جزءًا من الحرارة ويعيد بعثها. |
Bu pencere ısının bir bölümünün kızılötesi olarak havuzun ısısından taşınmasını sağlar. | TED | تسمح هذه النافذة بعبور جزء من الحرارة إلى الأعلى في صورة أشعة تحت حمراء لينفذ بفاعلية، حاملًا حرارة تلك البركة بعيدًا. |
Böylece ısının daha kolay dağıtılmasını sağlar. | TED | لذلك فإنه يساعد على تبديد الحرارة بشكل أسهل. |
Az önce de gördüğünüz üzere, Phoenix'i inşa ederken nelerle karşılaşabileceğimiz ısının hesabını yapıyoruz. | TED | كما رأيتم قبل قليل عندما كنا نقوم بتصميم مركبة فينكس يجب علينا أن نأخذ بعين الاعتبار الحرارة التي ستتعرض لها المركبة. |
Okyanuslar, gezegendeki değiştirebilinir ısının çoğunu barındırırlar. | TED | المحيطات تحتوي على معظم الحرارة القابلة للمتبادلة على الأرض. |
Dışarıdan aldığımız ısının Soğuk Yük referansına göre 2 derece daha soğuk olması lazımdı | Open Subtitles | الحرارة التي كنا نتلقاها من هناك ينبغي أن تكون درجتان أبرد من ذالك الحمل البارد |
Bodrumdaki erimiş çelik, bu ısının iki katından fazla bir sıcaklıktaydı. | Open Subtitles | الفولاذ المنصهر فى البدروم سجلت حرارته ضعف درجة الحرارة هذه |
Ve bu da göğüs kafesindeki ısının en az yirmi derece yükselmesini sağlar, termal kamerada devamlı genişleyen sarı bölgeden de anlaşılabileceği gibi. | Open Subtitles | وهذا يرفع درجة الحرارة داخل صدرها ب 20 درجة مئوية وربما أكثر, كما يوضح اللون الأصفر في الصورة المأخوذةبالكاميرالحرارية. |
Aslında okyanuslar güneşten gelen ısının yakalandığı dev birer ısı deposu gibidirler. | Open Subtitles | إن المحيطات في الحقيقة خزانات عملاقة من الحرارة المستمدة من الشمس |
Teorik olarak 30 dakika kadar bir gecikme, ancak ısının türüne göre... | Open Subtitles | نظرياً , هناك 30دقيقة تأخير , لكن مع نوع الحرارة ـ ـ ـ |
Evet. İçine girin ikiniz de ısının. | Open Subtitles | أجل، أدخلي فيها، أحصلي على الدفء أجعليها تحصل على الدفء |
Hadi bayanlar, ısının Ahh. | Open Subtitles | لا مزيد من الفشل يا سيدايت هيا عليكن القيام بالتحمية |
Hadi içeri girin de ısının. | Open Subtitles | هيا للداخل دفئوا أنفسكم |
Yüksek ısının kanıtı. | Open Subtitles | دليل الحرارةِ المتطرّفةِ. |
Isının düştüğü anda İskoçya. | Open Subtitles | هذه سكوتلندا اثناء انخفاض الحراره |
Bu kez antik Arap mimarisinin temeli olan müşrefiyeyi kendimizce ele aldık ve alınan ısının ve ışığın formunu şekillendirebilecek özellikte deliklere sahip olan bir ekran yarattık. | TED | هنا أعدنا تصور المشربية، وهو طراز بدئي للعمارة العربية القديمة، وأنشأنا شاشة حيث أن حجم كل فتحة فريد لتشكيل شكل الضوء والحرارة التي تتحرك من خلال ذلك. |