| Ev baştan aşağı temizlenmişti. Zemin cilalanmış, halı hala ıslaktı. | Open Subtitles | لقد تم تنظيف المكان السجادة كانت ماتزال رطبة |
| İşte bu yüzden paltoların sadece biri ıslaktı. Sen! | Open Subtitles | ولذلك كان أحدهم رطب أنت |
| Klozet ıslaktı. Kaydım ve başımı küvete çarptım. | Open Subtitles | كان البلاط مبتلاً, إنزلقت و إصطدمت رأسى بالفتحة. |
| Evet, iç çamaşırları ağustos ayında Sahra çölü kadar ıslaktı ancak. | Open Subtitles | أجل, لقد كانت ملابسها الداخلية مبللة كرطوبة الصحراء الكبرى في شهر أغسطس |
| O da değildi. Hala ıslaktı ve üzerinde mayosu vardı. | Open Subtitles | ولم يكن هو أيضاً، كان لا يزال رطباً ويرتدي ملابس السباحة |
| Kıyafetleri ıslaktı. Tek başınaymış. | Open Subtitles | والأرضية كانت مبتلة اه، ولا أحد يعرف حقاَ |
| Çok soğuk, karanlık ve bir orman gibi ıslaktı. | Open Subtitles | وأنا طريحٌ في البرد والظلمة والبلل ظلمةَ وبرودةَ وبللَ الغابة |
| Olay yerini incelediğimiz sırada bile asfalt hâlâ ıslaktı. | Open Subtitles | وكان الأسفلت تزال رطبة عندما كنا تجهيز مسرح الجريمة. |
| Kalan tüyleri ıslaktı ve kötü kokuyordu. | Open Subtitles | الريش المتبقية وكانت رطبة ونتن. |
| Peki, üç, ama dirseğimin oldu yer ıslaktı. | Open Subtitles | حَسناً، ثلاثة، لكن مِرْفَقَي كَانَ في a بقعة رطبة. |
| Baldırlarım teslimiyetten ıslaktı. | Open Subtitles | لقد كان فخذي رطب من الخضوع |
| Demek Madsen duştan çıktı ve hâlâ ıslaktı. | Open Subtitles | إذاً (مادسن) خرج من الإستحمام، وهو ما زال رطب. |
| Mavi mayomu giydim çünkü yeşil olan hala ıslaktı. | Open Subtitles | لقد ارتديتُ زيّ السباحة الأزرق لأنّ ردائي الأخضر كان لا يزال مبتلاً |
| Başlarda çok umursamamıştım, ama geçen gün uyandığımda yatak ıslaktı. | Open Subtitles | لم أولّها اهتماماً في بادئ الأمر ثم استيقظت ذات يوم... وكان السرير مبتلاً. |
| Ve onunkinde pist hafif nemliydi, çok az ıslaktı, ama sende çok ıslaktı ki bu da seni yavaşlattı. | Open Subtitles | لكن ليس لديه رخصة وكانت الارض مبللة ولكنها كانت اكثر بللاً وقت قيادتك مما ابطئ من سرعتك |
| Yerler ıslaktı, kaydım. | Open Subtitles | كانت الأرض مبللة وزلجة فزلت قدمى |
| Tadı sanki talık gibiydi, tavuk ve balık gibi ve sonra uyandığımda yatak ıslaktı. | Open Subtitles | وقد أعجبني. لقد بدا كـ"سمجاج" تعلمون، كالدجاج والسمك وعندما أفقت، كان السرير رطباً. |
| Dün gece yerler çok ıslaktı. | Open Subtitles | الأرض كانت مبتلة الليلة الماضية |
| Çok soğuk, karanlık ve bir orman gibi ıslaktı. | Open Subtitles | وأنا طريحٌ في البرد والظلمة والبلل ظلمةَ وبرودةَ وبللَ الغابة |
| Havuzun filtresinden çıkardığımızda tabanca ıslaktı. | Open Subtitles | السلاح كان مبتل عندما أخرج من مصفى الحوض |
| Benimki ben nehre düştüğümdeki gibi ıslaktı. | Open Subtitles | مبتله كأنها سقط فى النهر اللعنه |
| Her ikisinde de giysi ıslaktı ve içi görünüyordu. Yani... | Open Subtitles | في المرتين كان الثوب مبللاً لذا فكان شفافاً مما... |
| Barney mesaj atıp hemen yanına gelmemi söylemiş ama merdivenler ıslaktı. | Open Subtitles | بارني) أرسل لي أن أقابله) بأسرع وقت ممكن, ولكن السلم مُبلل |
| Yağmur yağmıştı. Orman soğuk ve ıslaktı. Ama bir meşenin altında kuru bir yer buldum. | Open Subtitles | كان المطر, والغابة كانت باردة ورطبة لكنى وجدت بقعة جافة تحت شجرة بلوط قديمة |
| Bir gün kızlarım bunu benim stüdyoma getirdi. Dışarısı oynamak için çok ıslaktı. | Open Subtitles | لقد كنتُ أسمح لبناتي بركل هذه خارج الاستديو الخاص بي, عندما كان الجو ممطراً جداً للعب في الخارج |
| Baştan aşağı ıslaktı... hala saçlarından su damlıyordu. | Open Subtitles | وكان ظاهرا بشكل كافي أنه كان مبللا.. بتصبب الماء من شعره |