Beyaz Saray'da göreve başladığım ilk anlarda sistemin sökülmesi konusunda ısrar etmiştim. | Open Subtitles | ومنذ بداية قدومي للبيت الأبيض لقد أصررتُ على إلغاء هذا النظام |
Bu duruşmanın başlangıcında, bir şeyde çok ısrar etmiştim: | Open Subtitles | لقد أصررتُ في بداية هذه المحاكمة :على أمر واحد فقط |
Bu müziğin konması için ısrar etmiştim. | Open Subtitles | أصررتُ على هذه الموسيقى. |
Bir zamanlar, çocukların dişlerini ben tedavi etmekte ısrar etmiştim. | Open Subtitles | الذى أصريت فيه على القيام بتنظيف اسنانهم بنفسى ؟ |
Bu işle ilgilenmem istendiğinde geçidin işlevselliğini sürdürmesinin çok tehlikeli olacağı konusunda ısrar etmiştim. | Open Subtitles | أصريت على أن البوابة كانت خطرة لبقائها تعمل |
Şöyleydi, büyük bekârlığa veda partin için balık tutmaya gidiyordun ve komik bir balıkçı karısına benziyorum diyerek tartışmayı ben başlatmıştım gitmeden oturma planını bitirmende ısrar etmiştim. | Open Subtitles | كنت احاول منعك من حضور حفلة انهاء العزوبية و قد وبختك و كأنى امراة متسلطة أصريت أن تنهى القائمة قبل أن تذهب |
Gil, eşcinsel olduğunu söylediğinde psikiyatriste gitmesi için ısrar etmiştim. | Open Subtitles | -عندما أخبرتني "غيل" أنها شاذة أصريت أن ترى أخصائي نفساني |
Yalnız gelmem söylendiği halde, arkadaşlarımla gelmek için ısrar etmiştim. | Open Subtitles | لقد أخبروني بأن أحضر بمفردي ولكنني أصريت علي أحضار بعض اصدقائي |