Ne olursa olsun, anlaşmanın devam etmesi konusunda ısrarcıyım. | Open Subtitles | انا هنا أصر تمرّ الصفقة بأية حال البابا ليس له وقت |
Annemle babam uzaktalar ama kalmanızda ısrarcıyım. | Open Subtitles | أبي وأمي ليسوا هنا ولكنني أصر عليكم بالبقاء هنا |
Durumunu Rosamund'a anlatmanda ısrarcıyım. | Open Subtitles | لذا فأنا أصر على أن تصارح روزاموند بظروفك الحقيقية |
Zirvenin yapılmasında ısrarcıyım. | Open Subtitles | أنا أصر على المضي قدماً في اجتماع القمة |
Önce size neden inanmam gerektiğini söylemenizde ısrarcıyım. | Open Subtitles | سوف أصر بأن تخبرني أولاً لما علي تصديقك |
Bana kuru temizleme fişini yollamanız konusunda ısrarcıyım. | Open Subtitles | أصر على أن ترسل لي فاتورة التنظيف |
Ben de burası için ısrarcıyım. | Open Subtitles | وأنا أصر أن هنا لا بأس به |
Bu konuda ısrarcıyım maalesef. | Open Subtitles | أخشى أنني أصر على ذلك. |
Bu konuda ısrarcıyım maalesef. | Open Subtitles | أخشى أنني أصر على ذلك |
Almanız konusunda ısrarcıyım. | Open Subtitles | أنا أصر ان تأخذة |
Ayakta durmamana ısrarcıyım tamam mı? | Open Subtitles | أنا أصر أن تستريحي |
Kalmakta ısrarcıyım. | Open Subtitles | أصر على البقاء هنا. |
Şef Dooley, devam etmeme izin vermenizde ısrarcıyım. | Open Subtitles | سيدي المدير (دولي)، أنا حقاً يجب أن أصر ...على أن تسمح لي بمواصلة |
Cora, çok sık ısrar etmem ama bu konuda ısrarcıyım. | Open Subtitles | (كورا)، لا أصر دائماً لكنّي أصر الآن |
Gelmende ısrarcıyım. | Open Subtitles | أصر على قدومك. |