Hoşça kal, ezik. Izgara peynir ve turşu. | Open Subtitles | اراك لاحقاً , ايها الخاسر جبنة مشوية و مخلل |
Izgara peynir, domatesli. | Open Subtitles | جبنة مشوية مع الطماطم |
Seni arayıp ızgara peynir için gelmek ister misin diye sormak için kesinlikle samimi, tamamen zorlanmamış, %100 organik bir istek duydum. | Open Subtitles | اسمعي , أنا أتصل بكِ بارادتي و بدون اجبار و أريد ذلك حقاً لأرى لو أنكِ تريدين المجئ لتناول جبن مشوي |
İyi deneme, Theo, ama Liam'ın ihtiyacı olan şey, bu konuyu Millie'nin Lokantasında ızgara peynir yerken, konuşarak atlatmak. | Open Subtitles | محاول جيدة، ثيو، لكن مايحتاجه ليام هو التحدث عن مشاعره أثناء وجبة جبن مشوي في مطعم ميلي. |
O ızgara peynir ve çikolatalı süt alırdı. | Open Subtitles | انه الجبن المشوي وقالب الشوكولاته |
Sen peynirli makarnayı çok şeye tercih ettiğini söylemiştin, onun için ben peynirli makarna, ızgara peynir, domates çorbası yaptım. | Open Subtitles | قلتي أنك تفضلين أكل المعكرونة بالجبن أكثر من أي شيء آخر لذا صنعت المعكرونة بالجبن, الجبن المشوي شوربة الطماطم, أصابع البطاطس |
Söylemeliyim ki direktör, bugüne kadar yediğim en iyi ızgara peynir bu. | Open Subtitles | علي أن اقول، أيها المدير، بلا شك، أفضل جبن مشوي أكلته في حياتي. |
Bu, şehirdeki en iyi ...ızgara peynir. | Open Subtitles | . هذا هو أفضل جبن مشوي في المدينه. |