Bilimin bize kazandırdığı en önemli şey şüpheyi erdem olarak görme becerisidir. | Open Subtitles | ما يمكن للناس إعطاءنا إياه هو القدر على تحويل الشك إلى فضيلة |
- Mantıklı şüpheyi silecek kanıt. | Open Subtitles | نحتاج دليلاَ يأخذنا أبعد من الشك المعقول |
Öncelikle bu şüpheyi kaldır, Bay Oberoi. | Open Subtitles | اولا يجب ان تزيل هذا الشك من قلبك يا سيد اوبروي |
İçinizdeki şüpheyi yok etmenin tek çaresi bu. | Open Subtitles | إنها الطريقة الوحيدة لنجعل عقلك يبتعد عن الشك |
İş arkadaşlarımın gözlerindeki şüpheyi görünce ben de kendimden şüphe ediyorum. | Open Subtitles | ارى زملائي وأرى الشكوك في عينهم والذي يشككني بنفسي أقصد , إنهم كانو أصدقائي |
ve her bir kelimesinde içinizdeki Makul şüpheyi ... tatmin edip etmediğini kendinize sorun | Open Subtitles | و بعدها إسألوا أنفسكم إن كان أرضى قناعاتكم حول كل عنصر من عناصر الشك المنطقي |
En saf insanda kendinin bile bilmediği şüpheyi bulabilir. | Open Subtitles | تستطيع إيجاد جزء من الشك حتى أنقى إنسان لا يشعر به بداخله |
Sargılı eli, tek başına mantıklı bir şüpheyi yok edemez. | Open Subtitles | اليد المصابة بنفسها لا ترضي متطلبات الشك المعقول |
Bu şüpheyi zihnine o soktu. Kafasında konuşan o küçük sesi. | Open Subtitles | لقد قام بزرع ذلك الشك في رأسها ذلك الإحساس المزعج |
Sadece şüpheye sahipsen, o zaman bizzat şüpheyi silah olarak kullanırsın. | Open Subtitles | إن كان كل ما تملك هو الشك إذًا فالتجعل من الشك نفسه سلاحًا لكَ |
Bu dava daha fazla senden gelen şüpheyi kaldıramaz. | Open Subtitles | أن تصب مزيدا من الشك في آذان مزيد من الأشخاص |
İnsanların korku ve kabullenme arasında aslında korku ve umursamazlık arasında seçmesi gereken bir çeşit yol ayrımı vardır -- ve çoğunlukla şüpheyi seçerler. | TED | و كان هناك نوع من التشعبات -- توجب على الناس الاختيار بين الخوف و التقبل -- فعلا الخوف و المشابهة -- تقريبا اختاروا الشك. |
İçimizde ki şüpheyi kaldırmak için yapacağız. | Open Subtitles | يجب ان نبعد الشك الذى يزحف علينا |
İçinizdeki bu şüpheyi irdelemek ve Pete Thomason'un suçsuz olduğunu... bulmak sizin göreviniz. | Open Subtitles | و إن من واجبكم أن يستفيد بيت" من هذا الشك" و ألا تعتبروه مذنباً بهذه التهم |
diye sordum, yaşadığı şüpheyi dile getirdim. | TED | ذكرت الشك الذي كان يساوره. |
Soruşturma merkezindeki herkes, yakında sizinde benim gibi Kira'ya karşı aynı şüpheyi duyucağınıza inanıyorum. | Open Subtitles | إلى جميع من في مقر التحقيق ، أعتقد بأنكم ستحملون نفس الشك في (كيرا) مثلي |
Demek istediğim, Bu sadece bir tür çanta, Sadece şüpheyi örneklendiriyor. | Open Subtitles | مجرد نوع الحقيبة يثير الشك |
İncelemesi bu şüpheyi doğruladı. | Open Subtitles | وفحصه أكد ذلك الشك |
Londra'nın bu şüpheyi ortadan kaldırması gerekti. | Open Subtitles | كان ينبغى على (لندن) أن تقضى على الشك. |
şüpheyi üstümüzden çekiyorum. | Open Subtitles | أبعد الشك عنا . |
Evraklara zaten ulaşacağımı düşünerek şüpheyi kendinden uzaklaştırmanın kusursuz bir yolu. | Open Subtitles | -مخاطرة مقصودة . طريقة مثالية لصرف الشكوك في الحال. |