Birkaç sene süresince, bu sütunların her biri yerini bulmasına, görünür şekilde ait olduğu eyalete yerleştirilmesine, bu mekân şahitlik edecek. | TED | وفي السنوات القليلة القادمة، سيشهد هذا المكان بما حصل حيث كل معلم من هؤلاء يستحق أن يوضع بشكل يمكن رؤيته في تلك المقاطعات. |
Lanet olası kuzenin, Jackie, nasıl şahitlik edecek? | Open Subtitles | ابن عمك اللعين ياجاكي ,كيف سيشهد ؟ |
Bazılarınız ise birine şahitlik edecek, bir şeye, ve kabul edecek. | Open Subtitles | وهناك البعض الذين سيشهدون لصالح أي شخص و أي شيء |
Burada buna şahitlik edecek 6 adamım var. Kimse hikayene inanmaz. | Open Subtitles | لديّ 6 رجال سيشهدون بذلك، ولا أحد سيصدق قصتك أبدًا. |
Yani suç mahallinde olmadığına şahitlik edecek bir tanığı vardı. | Open Subtitles | والذي يعني أنه لم يحظى بشاهدة فقط ولكنه حظي بشاهدة كانت ستشهد له أيضاً |
Brad'i öldüren adama karşı şahitlik edecek. Bana sorarsan, dünyanın çivisi çıkmış, | Open Subtitles | هي ستشهد ضد الشخص الذي قتل براد |
Leo aleyhine şahitlik edecek, o elimizde. | Open Subtitles | سيشهد ضد "ليو"، لقد أوقعنا به |
O çocuk Billy Winslow... şahitlik edecek Nuck. | Open Subtitles | الصبي، (بيلي وينسلو)، سيشهد |
Tüm bunlara şahitlik edecek misin? | Open Subtitles | هل ستشهد بكل هذا |
Catherine Hapstall davada bu ifadedeki her şeye şahitlik edecek. | Open Subtitles | (كاثرين هابستل) ستشهد بالمحكمة بكل شيء في هذا التصريح... |