| Ben kim oluyordum da, ona şansı olmadığını söylüyordum? | Open Subtitles | لذلك من أنا لكي أقول بأنه ليس لديه فرصة معها؟ |
| Ben sana atın hiç şansı olmadığını söylediğim halde bana kalkmış atın nasıl da iyi bir yarış çıkaracağını anlatıyor. | Open Subtitles | يوهم نفسه بأنه سيقدم الكثير عندما أخبرتك أن ذلك الحصان ليس لديه فرصة. |
| Jesse olmadığı için şansı olmadığını kabul et. | Open Subtitles | فقط إعترفي إنه ليس لديه فرصة لإنهُ ليسَ جيسي |
| Senin gibi bir kızla hiç şansı olmadığını söyledim. | Open Subtitles | وبأنه ليس لديه فرصة مع فتاة مثلك |
عربي 
إنجليزي 
فرنسي 
إسباني 
ألماني 
برتغالي 
تركي 