ويكيبيديا

    "şansı yoktu" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • يكن لديه خيار
        
    • كان عنده فرصة
        
    • كانت فرصتها معدومة
        
    • لديه خيار غير
        
    • فرصة للنجاة
        
    • لم يملك خياراً
        
    • لم يكن أمامها
        
    • تكن لديه فرصة
        
    Kongrenin büyük bankaları dağıtıp, mortgage ve benzer endüstrileri yeniden düzenlemekten başka şansı yoktu. Open Subtitles والكونجرس لم يكن لديه خيار غير افلاس البنوك الكبيرة وترتيب الرهنيات في هذا المجال
    Kongrenin büyük bankaları dağıtıp, mortgage ve benzer endüstrileri yeniden düzenlemekten başka şansı yoktu. Open Subtitles والكونغرس لم يكن لديه خيار آخر سوى تحطيم المصارف الكبرى وتنظيم الرهون العقارية والصناعات المشتقة.
    Dük epeyce iyi döğüştü, çok fazla şansı yoktu. Open Subtitles يحارب الدوق بشكل جيد كان عنده فرصة عادلة
    Olmaya ihtiyaç duyduğu şeyi gerçekleştirme şansı yoktu. Open Subtitles كانت فرصتها معدومة لتحقق ما كانت تريده
    Askerlerin hiç şansı yoktu ve bunu biliyorlardı. Birçoğu öldürüldü. Open Subtitles ولم يكن للجنود فرصة للنجاة وكانوا يعرفون ذلك ، قُتل الكثيرون
    Seçme şansı yoktu. Open Subtitles لم يملك خياراً آخر
    Kaltağın başka şansı yoktu, şimdi de bize anlaşma teklif ediyor. Open Subtitles العاهرة لم يكن أمامها خيار ، والآن هي تقدم لنا عظمة
    Dün gece biraz canlı tutabildik, ama hiç şansı yoktu. Open Subtitles أبقيناه على قيد الحياة لفترة الليلة الماضية، لكن لم تكن لديه فرصة
    Dava tamamen aleyhine. Kaçmaktan başka hiçbir şansı yoktu. Open Subtitles ،القضية ضده قوية لذا لم يكن لديه خيار غير الاختفاء
    Aslında hiç şansı yoktu. Tetiği çekmek zorundaydı. Open Subtitles لم يكن لديه خيار حقًا كان عليه أن يجذب على الزناد
    Elinde delil olmadığı için, saygı değer Yargıç Wilkerson'ın davayı düşürmekten başka şansı yoktu. Open Subtitles بدون ادلة القاضي الشريف ويلكرسون لم يكن لديه خيار الا اسقاط القضية
    Kimsenin şansı yoktu. Open Subtitles لا أحد كان عنده فرصة.
    Bana karşı hiç şansı yoktu. Open Subtitles "كانت فرصتها معدومة أمامي"
    Çölde gece ne kadar soğuk olduğunu düşünürsek hiç şansı yoktu. Open Subtitles حسنا، بالطريقة التي تنخفض فيها درجات الحرارة في الصحراء ليلا لم تكن تمتلك فرصة للنجاة
    O kızların hiçbir şansı yoktu. Open Subtitles هاتان الفتايات لم يكن لديهم فرصة للنجاة
    Adam kaçmak zorundaydı. Başka şansı yoktu. Open Subtitles .اضطر (آدم) للهرب لم يملك خياراً آخر
    Bu da ne? Seçim yapma şansı yoktu. Open Subtitles لم يملك خياراً
    Hiç şansı yoktu. Open Subtitles لم يكن أمامها فرصه
    Hiç şansı yoktu. Baskın onunla arkadaş oldu, ona ait olacağı bir yer verdi. Open Subtitles لم تكن لديه فرصة , القائد صادقه
    Ama öyle bir babası olduğu için çocuğun hiç şansı yoktu zaten. Open Subtitles لكن مع والد مثل والده... لمْ تكن لديه فرصة قط.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد