Leela, bu sefer Şansımız yaver gitti, ama daha dikkatli olman gerekirdi. | Open Subtitles | لقد حالفنا الحظ هذه المره يا ليلا لكن يجب أن تكوني أكثر حذراً |
Umarım Şansımız yaver gider de o yaratık etimizi gözleriyle yer. | Open Subtitles | ربما قد حالفنا الحظ حيث ان هذا الوحش يمكن ان يلتهمنا بعينيه |
Belki Şansımız yaver gider ve biz de onun düştüğü yere düşer ve onu buluruz. | Open Subtitles | ربما يحالفنا الحظ ونحطم انغسنا في نفس المكان ونجدها |
- Şansımız yaver gitti. - Şanslı olmak için iyi de olmak lazım. | Open Subtitles | كنا محظوظين يجب ان تكون طيباً لكي تكون محظوظاً |
Şansımız yaver giderse birkaç gün içinde durumu düzelir. | Open Subtitles | لا كن في الايام القادمة مع الحظ سوف تكون بخير |
Bu sefer Şansımız yaver gitti ve içmenizin tek akıbeti münasebetsiz bir anda kusmanız oldu. | Open Subtitles | لقد حالفنا الحظ هذه المرة وعواقب شربكم بعض من التقيؤ المؤقت |
Diyelim ki Şansımız yaver gitti yani bayağı bir yaver gitti ve gizli görevdeki bir polis ya da kafadan kontak bir taklitçi olmayan birini bulduk diyelim... | Open Subtitles | لنقل إن حالفنا الحظ أعني، حظ هائل، وعثرنا على رجل ليس شرطيّ متخفي، |
Şansımız yaver gitti. Etrafı net görmemiz lazım. | Open Subtitles | لقد حالفنا الحظ إننا نحتاج لإمكانية الرؤية |
Penceredeki tanığı bulmada Şansımız yaver gitmedi. | Open Subtitles | لم يحالفنا الحظ بإيجاد الشاهدة من النافذة |
Ülke çapında bu reçeteyi kullananları arıyorduk, ama Şansımız yaver gitmedi. | Open Subtitles | لذا كنّا نجوب البلاد بحثاً عن مرضى يتعاطون نفس المزيج من الأدوية , لكن لم يحالفنا الحظ |
Ama bazen Şansımız yaver gidiyor ve pisliğin birine denk geliyoruz. | Open Subtitles | ولكن عندما يحالفنا الحظ ونقبض علي شخص احمق |
Bize verilen zamanda elimizden geleni yaparız ve eğer Şansımız yaver giderse vaktimiz varken biraz eski, tozlu eğlencelerden yaşarız. | Open Subtitles | نفعل ما باستطاعتنا بالوقت الذي نملكه وإن كنا محظوظين سنحظى بمرحٍ قذر بينما نحن به |
Şansımız yaver giderse Avustralya'ya özgü bazı ünlü canlı türlerini görebiliriz. | Open Subtitles | إن كنا محظوظين سنرى بعض الحيوانات الأسترالية المشهورة |
Şansımız yaver giderse Avustralya'ya özgü bazı ünlü canlı türlerini görebiliriz. | Open Subtitles | إن كنا محظوظين سنرى بعض الحيوانات الأسترالية المشهورة |
Şansımız yaver giderse onu hayatta tutan aşıyı yeniden üretebileceğiz. | Open Subtitles | ...ثم مع الحظ سوف نكون قادرين ...على انتاج لقاح من الذي يبقيه حياً |
İngiliz kumaşıyla da Şansımız yaver gitti. | Open Subtitles | لقد حظينا ببعض الحظ مع ذلك الخيط الأنجليزي |
Kim bilir? Belki Şansımız yaver gider. | Open Subtitles | من يعلم, قد يُحالفنا الحظ |
- Şansımız yaver gitti. | Open Subtitles | الرحب و السعة انطلقي، قد حالفنا الحظّ حالفنا''؟ |
İnşallah Şansımız yaver gider. | Open Subtitles | ومطابخ الحساء، ونرى اذا ما كان سيحالفنا الحظ |
Samanlıkta iğne aramaya benziyor. Ama belki Şansımız yaver gider. | Open Subtitles | الأمر أشبه بإبرة في كومة قشّ، لكن لربّما سيُحالفنا الحظ. |
Bu harika bir fikir. Görünüşe göre Şansımız yaver gidiyor. | Open Subtitles | هذه فكرة عظيمة يبدو أن الحظ حالفنا |
Şansımız yaver gidiyor. Çıkmaya başladığımızdan beri her şey çok güzel. | Open Subtitles | المزيد من الحظ الجيد, كل شيء كان على ما يرام منذ ان بدأنا في الخروج |
Şansımız yaver giderse,hedefi bu ülkede tutuklayabilecek kadar çok şey elde ederiz. | Open Subtitles | مع قليل من الحض سوف نحصل على الرمال لتغطية الأسلاك لأخذ الهدف للأسفل في مصارف الولايات المتحده الصحيه اها |
Daha önce benzer durumlarda bazı ilaçlarla Şansımız yaver gitmişti. | Open Subtitles | لقد كان لدينا بعض الحظ مع بعض الأدوية المخدرة في حالات مماثلة. |
Belki Şansımız yaver gider ve mucizevi bir şey buluruz; ama sanmıyorum. | TED | ربما سنكون محظوظين و نكتشف شيء سحري, لكنني لا توقع ذلك. |