Uyandığında, çok şanslı bir adam olduğunu düşündüğümü söyleyin ona. | Open Subtitles | حسناً,عندما يستيقظ أخبريه أنى أظنه رجل محظوظ جداً |
Ortalık durulunca ne kadar şanslı bir adam olduğumu fark ettim. | Open Subtitles | و بعد أن إنقشع الغبار، تأكدت من إننى رجل محظوظ |
Tek bildiğim, şehrin en havalı yeni galerisinin sahibi ile evli şanslı bir adam olduğum. | Open Subtitles | حسنا كل ما اعرفه باني رجل محظوظ لاني متزوج لصاحبه اروع معرض فني |
Bileziğin olmadan önce, pek de şanslı bir adam değildin. | Open Subtitles | قبل أن تحصـل على السـِـوار لم تكون ابداً رجلاً محظوظاً |
Kent gerçekten çok şanslı bir adam. | Open Subtitles | إنه حقاً شاب محظوظ |
...ve inanıyorum ki nişanlın senin gibi inanılmaz bir kadınla evlendiği için çok şanslı bir adam olacak. | Open Subtitles | وأعلم أن خطيبك رجل محظوظ للغاية ليتزوج امرأة رائعة مثلك |
Onunla evlenmen için sana ne söyledi bilmiyorum, ...ama çok şanslı bir adam. | Open Subtitles | أنا لا أعرف ما الذي قاله لك لجعلك تتزوجينه لكنه رجل محظوظ |
Bunun bir parçası olabilirsem kendimi şanslı bir adam sayarım. | Open Subtitles | وإذا كان يمكن أن أكون جزءاً من ذلك، سأكون رجل محظوظ. |
Kocanın çok küçük bir hayatta kalma şansı vardı, ve o şanslı bir adam. | Open Subtitles | زوجك لديه فرصة ضئيلة جداً للنجاة، وهو رجل محظوظ. |
Bu aile hakkında bir belgesel hazırlamak böylelikle tüm dünyaya ne kadar şanslı bir adam olduğumu gösterebilirim. | Open Subtitles | أن أعمل فيلم وثائقي عن هذه العائلة حتى أستطيع أن أظهر للعالم بأسره كم أنا رجل محظوظ. |
Her neyse, şu Max... o şanslı bir adam. | Open Subtitles | على أية حال،ذلك الرجل ماكس... هو رجل محظوظ. |
Ne kadar şanslı bir adam olduğunu söylüyordum. | Open Subtitles | كنت أقول بانك رجل محظوظ أطفال جميلون. |
Beyaz şarap ve duygular-- O çok şanslı bir adam. | Open Subtitles | شراب ابيض ومشاعر انه رجل محظوظ |
Hep, "Johnny zekidir, Johnny beladan uzak durur, ...Johnny şanslı bir adam, bir hayatı var." diye düşünürdüm. | Open Subtitles | أفكر بداخلي ، جوني رجل حاذق جوني يبقى بعيدا عن المشاكل ..جوني رجل محظوظ ! ما زال على قيد الحياة |
Belki ne kadar şanslı bir adam olduğunu böylece anlarsın. | Open Subtitles | ربما سترى كم أنت رجل محظوظ للغاية. |
Sanırım bu da beni çok şanslı bir adam yapar. | Open Subtitles | أظن بأن هذا يجعل مني .رجل محظوظ |
Tebrikler. Christian çok şanslı bir adam. | Open Subtitles | تهانينا كريستيان رجل محظوظ للغايه |
Kocan şanslı bir adam, seni geri alacak. | Open Subtitles | زوجك رجل محظوظ بعودتك مجددآ |
Olsen, babanın çok şanslı bir adam olmadan önceki halini ortaya çıkarmıştı. | Open Subtitles | أولسن, أكتشف أصل والدك قبل أن يصبح... ؟ رجلاً محظوظاً |
Bu seni şanslı bir adam yapıyor. | Open Subtitles | هذا يجعلك رجلاً محظوظاً |
Toby şanslı bir adam. | Open Subtitles | توبي شاب محظوظ |