Diğerlerine bu masumiyetin onların kefaretini olduğunu ve ödüllendirilmesi gerektiğini göstermiş. Anne ise o kadar şanslı değilmiş. | Open Subtitles | أظهر للبقية أن هذه البراءة هي خلاصهم ذلك كان الثمن، ولكن الأم لم تكن محظوظة |
Ne yazık ki üç numaralı kurban o kadar bile şanslı değilmiş. | Open Subtitles | للأسف الضحية الثالثة لــم تكن محظوظة |
İş arakdaşı hayatta kalmış ama Natalie'nin annesi onun kadar şanslı değilmiş. | Open Subtitles | فنجا زميل العمل ولكن والدة (ناتالى) لم تكن محظوظة لهذة الدرجة |
Babam o kadar şanslı değilmiş. | Open Subtitles | لكن أبي لم يكن محظوظا بما يكفي |
Kurşunla o kadar şanslı değilmiş. | Open Subtitles | لم يكن محظوظا لتلك الدرجة مع الرصاصة. |
Senin kadar şanslı değilmiş. | Open Subtitles | .لم يكن محظوظاً مثلك |
Reggie kurtuldu. Ama bu arkadaşı o kadar şanslı değilmiş. | Open Subtitles | (ريجي) أعده، هذا الشخص لم يكن محظوظا |
Diğeri onun kadar şanslı değilmiş. | Open Subtitles | العامل الآخر لم يكن محظوظاً |
Kimileri Harakiri ile kurtulmuş. Ama Hazama o kadar şanslı değilmiş. | Open Subtitles | (البعض هرب، لكن (هزام لم يكن محظوظاً |