ويكيبيديا

    "şanslıydık" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • محظوظين
        
    • محظوظون
        
    • حالفنا الحظ
        
    • محظوظان
        
    • حالفنا الحظّ
        
    • الحظ يحالفنا
        
    • صادفنا الحظ
        
    Onlara bir ev bulabildiğimiz için şanslıydık ama biraz tadilata ihtiyacı vardı. TED كنا محظوظين جدا أن وجدنا لهم بيتًا لكنه احتاج القليل من العمل
    Geriye canlı olarak ve arkadaşlığımız bozulmadan döndüğümüz için şanslıydık. Open Subtitles و قد كنا محظوظين عندما عدنا احياء و صداقتنا سليمة
    Ama sonunda kendimi kurtardım ve şanslıydık ki birbirimizi bulduk. Open Subtitles لكني خرجتُ منها ولقد كُنا محظوظين كفاية لنجد بعضنا البعض
    O harika bir kadındı ve onunla yaşadığımız için şanslıydık. Open Subtitles كانت إمرأة عظيمة ونحن محظوظون بالوقت الذي حظينا به معها
    Ailesiyle önceden şanslıydık ama bir masumu öldürmeden önce onları durdurmalıyız. Open Subtitles أوه ، لقد حالفنا الحظ مع أهلها من قبل . لكن يجب أن نوقفهم قبل أن يقتلوا بريء
    - Biz rafineride çalıştığımız için hayatta kalacak kadar şanslıydık. Open Subtitles من كانوا منا محظوظين لينجوا لأننا كنا نعمل في المصفاة
    Ve çalışmak için bir fırsatımız olmasından dolayı çok şanslıydık. TED وهكذا كنا محظوظين جدا الحصول على فرصة للعمل.
    Elle temizleme işinde şanslıydık. TED الآن، لقد كنا محظوظين في تنظيفنا اليدوي.
    Biz aslında çok şanslıydık ve birçok hedef gerçekleşti ya da şu anda gerçekleşmekte. TED كنا في الواقع محظوظين جدا والعديد من تلك الأهداف قد تحققت أو في طور التحقق.
    Akıllı, harika bir kadındır ve şanslıydık ki TED انها امرأة رائعة و ذكية، تلك المرأة. و لقد كنا محظوظين.
    Olduğumuz yerde olduğumuz için oldukça şanslıydık yani. TED لقد كنا محظوظين إذًا، بكوننا في ذلك الموقع.
    Hiçbir kaynağımız yoktu. Farkedildiği için inanılmaz derece şanslıydık, TED لم يكن لدينا تمويل له. لقد كنا محظوظين بشدة لتلقي المساعدة،
    En sonunda, ailece Amerika'da yeni bir eyalete taşındık. Ve yeni bir grup terapistle tanışacak kadar da şanslıydık. TED أخيراً، انتقلت أنت وأسرتي إلى ولاية جديدة فى أمريكا، وكنا محظوظين فقد وجدنا معالجين جديدين.
    Şaşırtıcı derecede şanslıydım, şaşırtıcı derecede şanslıydık. TED لقد كنت محظوظا بشكل مدهش ، لقد كنا محظوظين بشكل مدهش.
    Doktor bir arkadaşım var. O açıdan şanslıydık. Open Subtitles كما ترى، الطبيب صديق لي لذا كنا محظوظين جدا بذلك
    Titanyum, çalışılması zor bir metal çoğu kişi nasıl çalışılacağını anlayamadı ama biz çok şanslıydık. TED العملُ صعبٌ مع معدن التيتانيوم، فكثيرٌ من الناس لا يعرفونُ آلية العمل لكننا محظوظون جدّاً. لقد عملتُ مع فريقٍ مذهل
    Jip bulduğumuz için şanslıydık çünkü bir gün önce elimizdeki tek jip bozulmuştu. Open Subtitles نحن محظوظون في الحصول علي سيارة جيب، يوم ما في الماضي، واحدة فقط تعطلت
    Güzel,sana dürüst olmam gerekirse biz çok şanslıydık. Open Subtitles حسنا , لكى أكون صريح معكم . أعتقد بأننا محظوظون
    Bu kez şanslıydık, bir dahaki sefere ne olacak? Open Subtitles حالفنا الحظ في الهروب، ماذا عن المرّة القادمة؟
    Bu sefer şanslıydık, bir dahaki sefere ne olacak? Open Subtitles حالفنا الحظ في الهروب، ماذا عن المرّة القادمة؟ ، ليس لدينا خيار سوى الانفصال
    O Mekaniği kaçırttığımız için şanslıydık. Open Subtitles أنا أقول لك لقد حالفنا الحظ في التمكن من الآليّ ذاك
    Bu aileye sahip olduğum için, onlarda bana sahip oldukları için şanslıydık. Open Subtitles كنت محظوظا بالحصول على هؤلاء الوالدين . وكانوا محظوظان بالحصول علي
    İlk seferinde, onu beklemediği anda yakaladığımız için şanslıydık, o haliyle bile bizi öldürüyordu Open Subtitles الآن ، قد حالفنا الحظّ في المرّة الأولى التي أوقعنا به على جنبه الأعمى ، وقد إقترب من قتلنا
    - Evet doğru. Ama dün gece şanslıydık. Open Subtitles لكن ليلة أمس، كان الحظ يحالفنا
    Başkan Ellis işe Interpol'ü soktuğu için de şanslıydık. Open Subtitles لقد صادفنا الحظ بأن الرئيس جعل الانتربول يتدخل

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد