Ne cüretle buraya gelip bana şantaj yapmaya kalkarsın! | Open Subtitles | كيف تجرؤ أن تأتي إلى هنا وتحاول إبتزازي ؟ |
Güçsüz bir göçmene şantaj yapmaya çalıştın ve sonra ödeyemeyince, onu öldürdün. | Open Subtitles | لقد حاولت ابتزاز المهاجرين عاجزة وعندما كولدن وأبوس]؛ ر دفع، كنت قتلها. |
Bana şantaj yapmaya çalışırkenki görüntünün elimde olduğunu fark ettin mi? | Open Subtitles | هل تعلم ان لدي الان تسجيل لك وانت تحاول ابتزازي |
Madem bilmemi istemiyordun belki de ona şantaj yapmaya çalışmamalıydın. | Open Subtitles | ربما ان لم تريديني ان اعلم لم يكن عليكي محاولة ابتزازه |
Bana şantaj yapmaya kalkarsa, onu daha yüksek bir pencereden atacağım. | Open Subtitles | كانت تبتزني فألقيت بها من النافذه |
Birisi müşterilerime şantaj yapmaya başlarsa sanki... | Open Subtitles | و إن بدأ أحد بإبتزاز عملائي .. فالأمر مثل |
Bize şantaj yapmaya başladıkları zaman anlarız. | Open Subtitles | سنكتشف ذلك عندما يبدأون بإبتزازنا |
Chloe, biri anneme, yeteneklerimi kullanırken çekilmiş görüntülerle şantaj yapmaya çalıştı. | Open Subtitles | كلوي)، شخص ما حاول إبتزاز أمّي) بفيلم أمن لي وأنا أستعمل قدراتي |
Sonra da, Bayan Blanche sana şantaj yapmaya kalkıştı ve onu da öldürdün. | Open Subtitles | حاولت الآنسة ً بلانــش ً ابتزازك و أنت قمت بقتلها يراودك الأمر بشكل طبيعي بالنسبة لك أليس هذا القتل ؟ |
Beni tanıdı. şantaj yapmaya kalktı. | Open Subtitles | لقد تعّرف علي من الأيام الخوالي لقد حاول إبتزازي |
Onun aracında olmamın tek sebebi bana şantaj yapmaya çalışması. | Open Subtitles | السبب الوحيد لكوني في سيّارتها، لأنّها كانت تحاول إبتزازي. |
Bunların düzmece olduğunu öğrenince bu pislik bana şantaj yapmaya çalıştı. | Open Subtitles | هذا الوغد حاول إبتزازي بعدما عرف بأمر المكيدة. |
İki milyon dolar isteyerek şehre şantaj yapmaya çalışan terörist grubunu ele geçirmedeki katkından dolayı veriyoruz. | Open Subtitles | بالتحديد,لدورك على سحق .... مجموعه الإرهابيين الذين كانوا يحاولون ابتزاز... |
Bana şantaj yapmaya çalışan sendin. | Open Subtitles | لقد كنت الشخص الذي حاول ابتزاز لي |
Onu bana şantaj yapmaya çalışırken yakaladığımızda... | Open Subtitles | اذا حالما نمسك بها وهي مُجرّمة تحاول ابتزازي |
Oh, Anladım. sen bana seninle evlenmem için... şantaj yapmaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | فهمت، أنتِ تحاولين ابتزازي من أجل أن أتزوجك |
Bu yüzden de ona bu videoyla şantaj yapmaya çalışmışlar. | Open Subtitles | وحاولوا ابتزازه بالفيلم الذي صوروه |
Bana şantaj yapmaya başlamıştı. 1 hafta önce ilişkiyi bitirmiştim. | Open Subtitles | كانت تبتزني أنهيت تلك العلاقة منذ اسبوع |
Kirami Malezya'ya geldiği zaman paraya ihtiyacı oldu ve Jaffad'a şantaj yapmaya başladı. | Open Subtitles | " هنا في " ماليزيا كيرامي ) جاء في حاجة المال ) ( وبدأ بإبتزاز ( جفاد |
- Bize şantaj yapmaya devam edeceksin. | Open Subtitles | -هل ستقوم بإبتزازنا ؟ |
Eğer siz, kızınız ya da herhangi biri böyle numaralara ya da oğluma şantaj yapmaya çalışırsa... | Open Subtitles | إن قُمت أنت أو تلك الفتاة أو أي شخص بأية ألاعيب أخرى ...محاولة إبتزاز إبني - إبتزاز؟ - |
Bay Burt dün gece sana şantaj yapmaya kalktı. | Open Subtitles | ليلة امس, حاول السيد بيرت ابتزازك |
Sadece bana şantaj yapmaya çalışıyorlar, ama avukatlarım mahkemeye gidilmeyeceğinden emin. | Open Subtitles | الا ترين انه يبتزني كل الذي نعرفه انني لن أدفع له |
Piç kurusuna şantaj yapmaya gitmiştik. Görev tamamlandı. | Open Subtitles | لقد ذهبنا هناك لإبتزاز الوغد و المهمـّة تمـّت |
Sadece diyorum ki eğer biri bize şantaj yapmaya çalışıyorsa para falan istemediklerine göre bu işte pek iyi değiller. | Open Subtitles | انا اقول فقط، لو كان احدا ما يحاول ابتزازنا فهم ليسوا جيديون فى هذا بما انهم لم يطلبوا مالا او شيئا ما |
Hunter'ın size karşı şantaj yapmaya istekli olduğunu belirttiği kayıt var. | Open Subtitles | نحن نضعه على شريط يذكر نوايا إبتزازك |
Ama Bay Burt geldiğini görmüştü ve daha sonra sana şantaj yapmaya kalktı. | Open Subtitles | عدا ام السيد بيرت رآك عندما وصلت وقد حاول ان يبتزك فيما بعد |
Çocuk şantaj yapmaya başlamış. | Open Subtitles | بعد ذلك قام الطفل بابتزازه |