"şapkasının" - ترجمة من تركي إلى عربي

• قبعة
• قبعته
• قبّعة
• قبّعته
• قبعتها

Lisa saçlarını beyzbol şapkasının içine sıkıştırınca görevliyi onun Justin Bieber olduğuna ve Justin'in onunla fotoğraf çektireceğine ikna ettik.
فتقوم ليسا بربط شعرها ووضع قبعة بيسبول وأقنعنا الحارس انها جستن بيبر وبأن جاستن بيبر هذا يود التقاط صورة معه

- Şu kovboy şapkasının biraz fazla kaçtığını düşünmüyor musun?
لا تعتقد أن قبعة رعاة البقر قليلا بكثير؟ هيا، انها متعة.

Uçak iskelenin yanındaki kafede uzo içen bir adamın şapkasının üzerine düştü.
هبطت في قبعة لرجل كان يشرب أوزو في مقهى بالقرب من جانب الرصيف

şapkasının kenarlarına kibrit bile tutturup onları ateşledi, böylece gemisi saldırıya hazır olduğunda bunlar tehditkâr bir şekilde cızırdadılar.
حتى أنه ألصق أعواد الثقاب حول حواف قبعته وأشعلها، لذا تتوهج مهددة عندما تأخذ السفينة وضعية الهجوم.

Bir adamın şapkasının saklanarak nasıl iktidarsız yapılacağını ben keşfettim.
أنا أول من أكتشف كيف يمكن أن تجعل من الرجل عاجزا عندما تخبأ قبعته.

Büyük bir ahçının şapkasının içine ne yaptın?
تركت في قبّعتي فضلات قبّعة كبير الطبّاخين

Bak, şapkasının altında bir şey var.
انظرن, ثمة شيءٌ عالقٌ أسفل قبّعته.

Bu taraftaki herkes bir kağıda ismini yazsın ve kağıdı Nathan'ın şapkasının içine atsın.
حسنا,الجميع في هذا الجانب من الغرفه أريدكم أن تكتبوا في قطعة من الورق أسمائكم ووضعها داخل قبعة نايثن

Kovboy şapkasının içi kadar kulağa lezzetli gelen bir şey olamaz, değil mi?
أعني لا يوجد ما يدل علي الطعام اللذيذ مثل مكان داخل قبعة راعي البقر

Barry'nin puffin'i kırmızıya döndü ve korsan şapkasının altında saklanıyor.
و طائر البفن الخاص بـ باري تحول إلى اللون الأحمر و اعتمر قبعة القراصنة

Yaşlı bir adamın kafasından şapkasının uçtuğunu gördüğüm için ağlamamı mı istedin?
أدرتِ بكائي عندما أرى قبعة تطير من رأس رجل عجوز؟

Bu gece de, şapkasının siperi komple kafasını dolanan bir adamla yemeğe çıkacağım.
وهذه الليلة انا ذاهبة لتناول العشاء مع شاب يرتدي قبعة بها حواف من كل إتجاه

Şimdi, bu Noel Baba şapkasının içinde hepimizin adı var.
حسنٌ، الآن، في قبعة بابا نويل هذه يوجد اسم كل من في المجموعة.

Ve tek gördüğüm bira kutularından yapılan şapkasının altından bakan boş gözler.
كل ما أراه هو الموت يحدق بي "تحت قبعة مصنوعة من علب "ميلر كانز

-Gerçi popo şapkasının da ölümcül olduğunda emin değilim.
" مع أنني لا أظن أن " قبعة المؤخرة تسبب الموت

Evet ama, yemeklerle hokkabazlık yaptı, ve sonra yemekleri şapkasının içine attı.
أجل , أجل لكنه كان يتلاعب بالطعام أعني , بعد ذلك الطعام دخل قبعته

Hey, hatırlıyor musun şapkalı adamdan tahsilat yapmaya gittiğimde seni de yanımda götürmüştüm, ...ve ben onu diz kapağından vurduğumda sen de şapkasının üzerine basmıştın?
هل تتذكر عندما أحضرتك معي لأخذ المال من الرجل ذا القبعة ثم بعدما أطلقتُ على رجله دعست أنت على قبعته ؟

Tüm düşünebildiğim şapkasının altındaki kederli saçı.
تعلم كل ما يمكنني التفكّير به هو ذلك الشعر الحزين تحت قبعته

Daha sonra bana Joseph Smith adlı bir adamın arka bahçesinde gömülü olan bu altın levhaları nasıl keşfettiğini anlattılar. Levhalarla beraber aynı zamanda bahçede sihirli bir taş da bulmuş, öyle ki bu taşı şapkasının içine koyup yüzünü şapkasına gömdüğünde modernize Hiyerogliflerle yazılı olan altın levhaları İngilizce olarak okuyabilir olmuş.
وبعد ذلك أخبروني كيف أن هذا الرجل الذي يدعى جوزيف سميث عثر على الوحات الذهبية مدفونة في الفناء الخلفي لمنزله، ووجد أيضا حجرا سحريا عندما وضعه في قبعته ودفن بعد ذلك وجهه فيها ، هذا سمح له بترجمة لوحات الذهب من اللغة المصرية إلى الإنكليزية.

Kaptan Crunch' ın kaşlarının şapkasının üstünde olduğunu hiç farketmiş miydin?
هل أدركت أبدا ً أن حاجبي كاب كرانش) علي قبعته ؟ )

Onlar soytarının şapkasının ucundaki ziller.
إنها أجراس في نهاية قبّعة المهرّج

Sadece bir tane gördüğünden kendi şapkasının siyah olduğunu anlıyor.
ولكن نظراً لكونها ترى واحدة فقط، فإنها ستستنتج أن قبعتها أيضاً سوداء.