Oh, teşekkürler. Biz ejderhalar mutlu olduğumuzda şarkı söylemeyi severiz. | Open Subtitles | أوه, شكرا نحن معشر التنين نحب الغناء عندما نكون سعداء |
Oh, teşekkürler. Biz ejderhalar mutlu olduğumuzda şarkı söylemeyi severiz. | Open Subtitles | أوه, شكرا نحن معشر التنين نحب الغناء عندما نكون سعداء |
Sedece Paul ve ben şarkı söylemeyi seviyoruz, değil mi? | Open Subtitles | انه فقط انني و باول نحب الغناء اليس ذلك ؟ |
Kimse onlara şarkı söylemeyi ya da çalmayı denedi mi? | Open Subtitles | حسنا، والاستماع. وقد حاول احد الغناء لهم أو تشغيل أغنية |
En çok da şarkı söylemeyi, dans etmeyi ve sarılmayı severlermiş. | Open Subtitles | كل ما يحبون فعله كان هو الغناء و الرقص و العناق |
Uzman bir doktora gittim, ki bu alandaki en yetkin kişi idi. Bana şarkı söylemeyi bırakmamı söyledi. | TED | حينها ذهبت لرؤية مختصة بهذا المرض وكانت الافضل في هذا المجال وقالت لي أنه يتوجب علي التوقف عن الغناء |
Sesin kısık olabilir ama şarkı söylemeyi bırakma. | TED | ان صوتك خافت .. ولكن لا تتوقفي عن الغناء |
Bu bana çocukluğumdan bir şarkıyı hatırlatıyor. "Dünyaya şarkı söylemeyi Öğretmek İstiyorum", o da listelerde bir numara olmuştu. | TED | وهي تذكرني بأغنية أتذكرها منذ طفولتي، " أرغب بتعليم الغناء للعالم ،" كانت الأغنية الأولى أيضاً في قائمة البوب. |
şarkı söylemeyi seviyorum, sanatı seviyorum ama beni görürlerse işim biter. | Open Subtitles | أحب الغناء, وأحب الفن.. ولكن إن شاهدوني, سيقضى علي. |
şarkı söylemeyi öğrenebilirim, bu işe yarar. | Open Subtitles | بإمكاني تعلم الغناء ، و هذا سيقوم بالغرض |
Ben gençken şarkı söylemeyi çok severdim. Benim için bir tutku, bir hobiydi. | Open Subtitles | أحببتُ الغناء وأنا صغير كان هواية وشغف بالنسبة لي |
şarkı söylemeyi kes, yoksa telefonu kafanda parçalarım. | Open Subtitles | توقفي عن الغناء وإلا حطمت الهاتف على رأسك |
Umarım bu yıl da aklına şarkı söylemeyi koymamıştır. | Open Subtitles | أتمنى فقط ألا تضع في رأسها فكرة الغناء هذه السنة |
Sizi çalarken dinledikçe şarkı söylemeyi bıraktığıma pişman oluyorum. | Open Subtitles | ،عندما أسمعك تعزف أندم على توقفي عن الغناء هل اعتدتِ أن تغني ؟ |
Onu kırmak için şarkı söylemeyi kessin diye... | Open Subtitles | لكسرها قبل أن يطلق سراحها لمنعها من الغناء |
Sanırım bunu akşam yemeğinde giyeceğim. Bu gece şarkı söylemeyi seveceksin. | Open Subtitles | سوف البس هذا للعشاء سوف تحب الغناء الليله |
Kilise korosundan atıldığımdan beri şarkı söylemeyi bıraktım. | Open Subtitles | لقد توقفت عن الغناء من يوم طردوني من فريق الغناء بالكنيسة |
Evet, o şarkı söylemeyi icat eden insanlardan bile daha yaratıcı. | Open Subtitles | نعم، إنه واسع الخيال أكثر من أولئك الذين اخترعوا الغناء |
şarkı söylemeyi severim ama dünyadaki en kötü sese sahibim. | Open Subtitles | انا أحب أن أغني و لكن لديّ أسوء صوت بالعالم |
Konuşmay, şarkı söylemeyi oydukları enstrümanları çalmayı kendi başlarına öğrendiler. | Open Subtitles | علموا أنفسهم كيفية التحدث ، والغناء حتى كيفية العزف على الآلات التي قاموا بنحتها بأنفسهم |
şarkı söylemeyi ve dans etmeyi ve koro odasında olmayı özledim. | Open Subtitles | أشتقت للغناء والرقص و الاحساس بان اكون بداخل غرفة التدريب |
Tamam gözleri kapalı şarkı söylemeyi seviyor, bari araba kullanırken yapma. | Open Subtitles | أَعْني، كلنا نَعْرفُ انها تَحْبُّ الغِنَاء في السيارةِ مع عيونها مغلقة لذا هذا جنون |
Sence ben de biraz şarkı söylemeyi biraz dans etmeyi, biraz: | Open Subtitles | ألاتعتقد... أنى ربما أحب أن أغنى أو أرقص؟ أوالقليلمن ااـ... |