Sen bir kralın oğlusun, bu yüzden sana saygı duyarım. şatonun sınırları içinde özgürsün. | Open Subtitles | أنت أبن الملك , لذلك سأعاملك بأحترام لديك حرية التجول فى القلعة |
şatonun öbür tarafında telsiz odası var. | Open Subtitles | ان فرقة عسكرية تهاجمهم وفي الجانب الاخر من القلعة هنا توجد غرفة الراديو |
şatonun ne olduğunu biliyorsunuz herhalde? 24 salon ve bir zindan. | Open Subtitles | أنت تعلم ما هي القلعة هي عبارة عن 24 غرفة و زنزانة. |
Bu odalardan çıkarsan, şatonun başka bir yerinde uyuyamayacaksın. | Open Subtitles | يجب عليك ألا تغادر هذه الغرفة ولا تذهب للنوم في أي مكان في القلعة |
Gündüz ve gece, şatonun mahzeninde toprak dolduruyorlar. | Open Subtitles | طيلة الليل والنهار يملئون الصناديق بالتراب من قبو القلعة |
Ama henüz şatonun geleneklerini bilmediğiniz için bu kesinlikle sizin hatanız değil... | Open Subtitles | ولكن هذه ليست بالتاكيد غلطتك ما لا تعرفه أن هذه من تقاليد القلعة |
Ki bu arada, bu şatonun parasını burada kazanıyorum. | Open Subtitles | حيث، بالمناسبة أقوم بكسب المال الذي يسير هذه القلعة بالكامل |
Çiftliğin tüm hayvanları bundan sonra, şatonun tam dibinde toplanacaklar. | Open Subtitles | القانون الاولى بيت جماعي للحيوانات بالقرب من القلعة |
Bu şatonun tüm hizmetkarlarının şefiyim ve seni daha önce hiç görmedim. | Open Subtitles | أنا المسئولة عن كل الخدم بهذه القلعة ولم أراكِ هنا أبداً من قبل |
Buradan başla! Bu şatonun düğün saatine kadar farelerden arınmasını istiyorum. | Open Subtitles | إبدأى من هنا أريد هذه القلعة خالية تماما من القوارض |
Majesteleri, şatonun her yerine baktık. | Open Subtitles | ياصاحب الجلالة لقد بحثنا فى كلة بوصة داخل القلعة |
Önce anahtar, ve bana şatonun nerede olduğunu göster, sonra da onları serbest bırakacağım. | Open Subtitles | و أريني أين القلعة بعد هذا سوف أطلق سراحهم |
Dün gece şatonun çatısına yıldırım düştü. Yangın o yüzden çıkmış olabilir. | Open Subtitles | البرق ضرب سطح القلعة ليلة الأمس كان يُمكنه أشعال الحريق |
şatonun bu tarafına daha önce hiç gelmemiştim. | Open Subtitles | لم يسبق لي أن أتيت إلى هذا الجزء من القلعة. |
şatonun bu tarafına daha önce hiç gelmemiştim. | Open Subtitles | لم يسبق لي أن أتيتُ إلى هذا الجزء من القلعة. |
Yoksa bu şatonun duvarları arasında güvende olurlardı ve kitap da benimle birlikte şimdi burada olurdu. | Open Subtitles | وإلا لجاءوا هنا بين جدران القلعة في أمان وكان ليكون الكتاب هنا معي |
Adamları ve silahlarınızı hazırlayın. Sizinle şatonun kapısında buluşurum. | Open Subtitles | قم بجمع رجالك وأسحلتك وسوف أقابلك عند بوابة القلعة |
Belki artık burada yaşamıyorum ama hala bu şatonun kralı benim. | Open Subtitles | حسنآ , ربما لم اعد اسكن هنا ولكني مازلت ملك تلك القلعة |
Bu bir kabus, ama heyecanlı bir gezi Bir dua edip, şatonun kapısına geliriz | Open Subtitles | نه كابوس لكنها ستكون جولة واحدة ومثيرة صلوا لنا أثناء عبورنا للجسر المائي المؤدي للقلعة |
Elizabeth'in kocası umutsuzca bir tedavi bulmaya çalıştı. şatonun doktoru, Kont'a eski bir putperest efsanesi anlattı. | Open Subtitles | زوجها كان يريد إيجاد علاج أخبره به الأطباء لطقس وثني |
Sayın yargıç, müvekkilim şatonun bedelini ödemek için... uzaklarda harıl harıl çalışırken, karısının faaliyetlerinin... tamamen fedakar olmadığına işaret ediyor. | Open Subtitles | حضرتك، زبوني يؤدي النقطةَ ببساطة بينما هو كَانَ بعيداً العَمَل بشدّة لدَفْع ثمن القلعةِ نشاطات زوجته قَدْ لا تكون إيثاريه كليَّاً |
Efsaneye göre, bu tarihi şatonun salonlarında dolaşan bir vampir hala var. | Open Subtitles | تقول ألآسطورة أن مصاص دماء يجول ليلاً فى أورقة تلك الليلة |