ويكيبيديا

    "şehirdeki" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • المدينة
        
    • البلدة
        
    • بالمدينة
        
    • المدينه
        
    • بالبلدة
        
    • المدينةِ
        
    • بالمدينه
        
    • البلدةِ
        
    • البلده
        
    • مدينتنا
        
    • في مدينة
        
    • عِِِِلم
        
    • في البلاد
        
    • في المدن
        
    • فى البلد
        
    Bir keşiş milisinin davranışı üzerine bir anlaşmazlıkla başlamış ve şehirdeki en güçlü kişilerden biri hakkında büyücülük suçlamasıyla sonlanmıştı. TED نشبَ احتجاج ضد سلوك جماعة مسلحة من الرهبان، وانتهت بنبوءة عرّافة بشأن أصحاب النفوذ الذي لا يضاهى في أرجاء المدينة.
    İnanılmaz derecede kokuşmuş bir şehirdi. Sadece bu foseptikler yüzünden değil, şehirdeki hayvan sayısının çokluğu da insanları şoke edecek dereceydi. TED لأنها كانت مدينة غاية في التعفن. ليس بسبب تلك الآبار فحسب, بل بسبب الأعداد المهولة من الحيوانات التي تعج بها المدينة.
    Şu an böyle konuşuyorum falan ama aslında şehirdeki kızlardan bir farkım yok. Open Subtitles أنّي أتحدث هكذا الآن. لكني أشبه أيّ فتاة آخرى في المدينة. معنفسكل هذاالطموح،لكن..
    Bu şehirdeki eski kurtların arasındaki en sıkı bağ bu oluyor. Open Subtitles هذا أقرب شيء لدينا إلى شبكة الفتى الكبير في هذه البلدة
    Bir bot kirala ve şehirdeki otele git. Prenses seninle irtibata geçer. Open Subtitles خذي قارب وإذهبي إلى الفندق الوحيد بالمدينة الاميرة سوف ترسل في طلبك
    - şehirdeki en iyi meyhanedir. - Ara sıra orada biraraya gelelim. Open Subtitles ـ إنه أجمل ملتقى فى المدينة ـ لنذهب هناك سويا فيما بعد
    O tür konuşmaları durdurmanın tek yolu, dar kafalı arkadaşlarımızın gazetelerini açıp şehirdeki en güzel bebeğin resimlerini görmeleri. Open Subtitles انت على حق الطريقة الوحيدة لإغلاق هذا الحديث هو أن يفتح أصدقائنا الجرائد ويشاهدوا صورة أجمل طفل فى المدينة
    şehirdeki her aileden vergi olarak alınan metal kupa ve taslardan yapılmış. Open Subtitles مصنوع من الكؤوس والطاسات المعدنية المأخوذة من كل عائلة في المدينة كضريبة
    Onlar tatildeymiş. Görünen o ki, şehirdeki her doktor kim olduğumu biliyor. Open Subtitles إنهم في اجازة، يبدو أن كل أطباء هذه المدينة يعرفون من أكون.
    Fakat kardeşimi tanıyorum, bu lanet şehirdeki en iyi şeftir. Open Subtitles ولكنني أعرف أختي جيداً، وهي أفضل كبيرة طباخين في المدينة
    şehirdeki her çocuğun kılının olduğunu chili yediğini söylediğimde ne yapacak bakalım. Open Subtitles لنرى كيف سيكون عندما يكون اكل شعر عانة كل الاولاد في المدينة.
    - şehirdeki her dört kişiden üçünün göçmen olduğu söyleniyor. Open Subtitles يقولون بان ثلاثة من أربعة أشخاص في هذه المدينة مهاجرين.
    Bu şehirdeki bütün mahalleleri başkanlık için hazır olduğumu söyleyerek kapı kapı dolaştım. Open Subtitles لقد ذهبت إلى جميع أحياء هذه المدينة قائلا بأني مستعد لأكون محافظ الجميع
    şehirdeki diğer insanların da onları gördüğü haberini aldık az önce. Open Subtitles لقد وصلتنا أخبار أن الناس في المدينة بدأوا فى رؤيتهم أيضا
    Aileleri yok eden, rahimdeki bebekleri müptela yapan ve bu şehirdeki cinayetlerin %23'üne sebep olan zehri satmak için. Open Subtitles سم يدمر العائلات ويصنع مدمنين من أطفال في رحم أمهم هذا محسوب على 23 بالمئة من جرائم هذه المدينة
    şehirdeki iyi işlerin için tüm hayır projelerin için harcayabilirsin. Open Subtitles لتقوم بكل الأعمال الخيّرة في المدينة وكل مشاريعك الخيرية الصغيرة
    Satıcıyım, hem de iyisinden. şehirdeki en iyi mal bende. Open Subtitles انا تاجرة مخدرات، تاجرة جيده لدي افضل المخدرات في البلدة
    Bu şehirdeki tüm tanıdıkları ne kadar zavallı olduğumu gördü. Open Subtitles كل شخص تعرفه في هذه البلدة اكتشفوا كم أنا فاشل.
    Hayır, bu kulüp şehirdeki en ateşli yer haline geldi. Open Subtitles لا لست كذلك . هذا النادي أصبح أجمل شيء بالمدينة
    Bu, dünyanın geri kalanına ve o şehirdeki insanlara, 21.yüzyılda yavaşlığın bir rolü olacağına inandığımızın bir ifadesidir. TED تقول للعالم الآخر ، و للأشخاص في تلك المدينه إننا نعتقد بانه في القرن الواحد و العشرين ، سيكون للبطء دور مهم.
    Ortaya çıktığın için sevindim. şehirdeki bütün pastaların içine bakıp seni arıyorduk. Open Subtitles يسرني انك استلمت الوظيفة بحثنا بكل كعكة بالبلدة.
    Sizin şehirdeki en iyi suç bastırma ekibi olmanızı istiyorum. Open Subtitles أُريدُ هذه لِكي تَكُونَ أفضل وحدة إخمادِ الجريمةِ في المدينةِ.
    O çok tatlı. şehirdeki planlarınız neler? Open Subtitles انه طيب للغايه ما هي خططك اثاء اقامتك بالمدينه
    Anladığım kadarıyla, evin sahipleri vefat etmiş ve buradan elde edilecek gelir şehirdeki bir araştırma merkezi ya da kliniğe gidecekmiş. Open Subtitles فَهْمي بان المالكون ماتوا ومهما كانت الأرباح المتروكة ستذهب الي نوع من مركز البحوث أَو عيادة في البلدةِ.
    Peki sana verilen miğfer... ya şans eseri olarak şehirdeki rehincilerden birinin eline geçtiyse? Open Subtitles وتلك الخوذه التى قد اعطوك اياها ؟ والتى لم تجد فرصتها لان تجد طريقها الى محل رهونات فى البلده , اليس كذلك ؟
    Bu bölgedeki mahalleler ve vatandaşlar şehirdeki en fakir olanlar. Open Subtitles ..لأن الأحياء السكنية في هذه المنطقة تُعدُّ من الأفقر في مدينتنا
    Son zamanlarda "Makina", şehirdeki gerçek siyasete dahil olmaya da başladı. Yeni mezun, genç ,iş odaklı bir eski bir "Makina" üyesinin Tuscaloosa şehri okul yönetim kuruluna seçilmesi işini organize ettiler. TED حسنا الآن، مؤخرا، بدأت ذ ماشين في الانخراط في السياسات الحقيقية للمدينة، وقد هندسوا انتخاب أحد أعضاء ذ ماشين السابقين، وهو خريج جديد، شاب موال لهم في مجلس التعليم في مدينة توسكالوسا.
    - Bugün açıklanan ve şehirdeki başka gazetelerin haberinin olduğunu sanmadığım bir düğün. Open Subtitles زفاف قد تم الإعلان عنه سراً صباح هذا اليوم لا أعتقد أن أيَ صحيفة لديها عِِِِلم بهذا الخبر
    Ve sen bana, burada yatıp şehirdeki diğer ahmaklar gibi ıstırap çekmemi söylüyorsun. Open Subtitles وأنت تحاولين أخباري أنه علي الاستلقاء هنا لأعاني كأي شخص أخرق في البلاد
    şehirdeki gecekonduların aksine köyde büyük bir farklılık vardı, erkeklerden çok kız çocukları kioska geliyordu. TED فرق كبير في القرى، عكس للأحياء الفقيرة في المدن: كان هناك بنات أكثر من الأولاد جاءوا الى الكشك.
    Bütün bunları sen yürütseydin, şehirdeki herkesi kendinden soğuturdun. Open Subtitles لو انت الى حتمشى الشغل يبقى حتعادى كل واحد فى البلد

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد