ويكيبيديا

    "şekillendiren" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • تشكل
        
    • التي شكلت
        
    • شكّلت
        
    • التي تُشكّل
        
    Ruhu şekillendiren gücü anlayabilmek için bir umudumuz olabilir mi? Open Subtitles أيمكننا أبداً أن نأمل فى فهم القوة التى تشكل أرواحنا؟
    Şimdi günlerinizi şekillendiren insanlarla olan bağlarınızla ilgili düşünün. TED الآن، فكر بعلاقاتك بالناس التي تشكل يومك.
    Onunla ilgilenmezseniz, kendinizi, onun hayatını şekillendiren durumları düşünmek için gereken manevi yükümlülüğe sahipmiş gibi görmek zorunda olmazsınız. TED وإذا كنتم لا تهتمون به، لا ينبغي عليكم أن تشعروا بوجود التزام أخلاقي للتفكير حول الظروف التي شكلت حياته.
    Başkalarının vermiş olduğu benim de içselleştirdiğim cevapları dönüştürmeye çalışıyordum. Tekerlekli sandalye kullanmaya başladığımdan beri kimliğimi şekillendiren kalıpları umulmayan görüntüler yaratarak dönüştürmeye çalışıyordum. TED كنت أعمل على تحويل تلك الانطباعات الداخلية، أحول الأفكار المسبقة التي شكلت هويتي عندما بدأت باستخدام الكرسي المتحرك عن طريق خلق صور غير متوقعة.
    Dünyamızı şekillendiren görkemli bir medeniyetti. Open Subtitles هذه كانت الحضارة المجيدة التي شكّلت حضارتنا.
    Bu lav gölünü müthiş bir manzaradan ziyâde kılan şey onun Dünya'nın derinliklerini görmemizi sağlayan bir pencere olması ve gezegenimizi şekillendiren güçleri anlamamıza yardımcı olması. Open Subtitles ما يجعل بحيرة الحِمم هذه أكثر من مجرد مشهدٍ رائع هو نافذتها التي تُمكّننا النظر عميقاً داخل الأرض، وهي تساعدنا على فهم القوى التي تُشكّل كوكبنا.
    Bu da politik sistemi etkisiz kılıyor, çünkü yaşamımızı şekillendiren güçler üzerinde bir kontrolü yok. TED إنه يجعل النظام السياسي غير مؤثر لانه ليس لدينا السيطرة على القوى التي تشكل حياتنا
    Tamam Cat Grant için çalışıyorum ama ben insanların ne düşündüğünü şekillendiren güçlü bir kadın tarafından yönetilen bir medya şirketinde çalışmanın fark yaratacağım bir yer olacağını sanmıştım, onun yerine tek yaptığım... Open Subtitles ذهبت للعمل في كات جرانت لأني أعتقدت العمل في شركة إعلامية تدار من قبل إمرأة قوية التي فالحقيقة تشكل ما يفكر به الناس
    Buralar benim yaşam deneyimimi şekillendiren yerler oldular. TED هذه هي الآماكن التي تشكل تجاربي.
    Eğitim sistemini eşeledikçe, derinlere indikçe, insanların sistem içindeki davranışlarını belirleyen, şekillendiren birkaç temel sorun bulduk. TED إذن ومع مرورنا خلال نظام التعليم، ونحن نفتش في العمق وجدنا بعض هذه الأسباب الجذرية الأساسية التي كانت مصيرية، والتي كانت تشكل كيفية تصرف الناس في النظام.
    Barbarca, yüzgeç çorbası için köpekbalıklarını öldürüyoruz. Gezegenin kimyasını şekillendiren, karbon çevrimini, azot çevrimini, oksijen çevrimini, su çevrimini ve yaşam destek sistemimizi yönlendiren besin zincirlerini baltalıyoruz. TED بوحشية، نحن نقتل أسماك القرش من أجل حساء زعانف القرش، نقوض سلاسل الغذاء التي تشكل كيمياء الكوكب و نهجم على دورة الكربون، دورة النايتروجين، دورة الأوكسجين، دورة المياة، نظام دعم حياتنا.
    ÜIke ilerleyemez. İşçiler Amerika'yı şekillendiren aletlerdir. Open Subtitles العمال هم الأدوات والتي تشكل أمريكا
    Bilimden önceki zamanlarda, mitoloji dünyayı şekillendiren güçlerle insanları bağdaştırmıştır. Open Subtitles في الماضي وقبل أن يظهر العلم فإن الأساطير فسرت القوى التي شكلت العالم
    Buhar makineleri, faydaları, sahipleri Victoria dönemi İngiltere'sini şekillendiren güçlerdi. Open Subtitles المحركات البخارية،منافعها و ملاكها هذه هي القوي التي شكلت بريطانيا الڤيكتورية
    Dünyayı şekillendiren süreçleri anlayabilmek için ücra yerlere gidip elleri kirletmek yeni bir yöntemdi. Open Subtitles الذهاب إلي أماكن متطرفة و تلويث اليدين كانت طريقة جديدة لمحاولة فهم العمليات التي شكلت الأرض
    Ama bu onu Dünya'yı şekillendiren güçler hakkında radikal ve tartışmalı bir teori sunmaktan alıkoymadı. Open Subtitles لكن ذلك لم يمنعه من أن يضع نظرية جذرية عن القوي التي شكلت الأرض
    Hayatımın büyük bir kısmını gezegenimizi şekillendiren kuvvetleri anlamaya harcadım. Open Subtitles لقد قضيت معظم حياتي في محاولة فهم القوى التي شكلت كوكبنا.
    Hayatımın büyük bir kısmını gezegenimizi şekillendiren kuvvetleri anlamaya harcadım. Open Subtitles قد أمضيت معظم حياتي في محاولة فهم القوى التي شكلت كوكبنا،
    Bu medeniyeti şekillendiren bu bereketli nehirlerdi ama Çinliler bu nehirlerin bir ejderha tarafından oluşturulup kontrol edildiğine inanırlardı. Open Subtitles الأنهار الخصبة لربما شكّلت هذه الحضارة، لكن الصينيين إعتقدوا الأنهار شكلت وتحت سيطرة التنين.
    Dünyamızı şekillendiren güçlerin evrenimizde tek olup olmadığını keşfetmek için. Open Subtitles لإكتشاف إن كانت القوى التي شكّلت كوكبنا
    Fakat hikâyeyi, bir kitabın sayfalarından alınan herhangi bir şeyden daha fazla şekillendiren, gerçek bir yaşam tecrübesine sahipti, hayaletler, kan ve ölüm dolu korkunç bir travma: Open Subtitles لكن كان هناك تجربة حياتية فعلية شكّلت القصة أكثر من أي شيء ،مستخرج من صفحات أي كتاب صدمة مروّعة مثقلة :بالأشباح والدماء والموت
    Fakat şimdi, hayatımızı şekillendiren bir çok şeyi bu görünmeyen dünyaları görebiliriz. Open Subtitles لكننا الآن نستطيع خطف نظرة على ذلك العالم الأشمل، العالم الخفي، ونرى الوسائل الكثيرة التي تُشكّل حيواتنا.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد