Alfa olmak şereftir. Her gün kazanman gereken bir şeydir. | Open Subtitles | شرف أن يكون المرء قائدًا، وعلى المرئ أن يستجدره يوميًّا. |
Seninle tanışmak şereftir, Lance. Burun sürüşüne yıllardır hayranım. | Open Subtitles | إن مقابلتك شرف لى،أنا أحترم ركوبك الامواج منذ سنوات |
Ülkemi ve ailemi korumak benim için bir şereftir. | Open Subtitles | انه شرف لحماية بلادي وعائلتي لذا، أنت ستموت من أجل الشرف |
Büyük Frank Cross için çalışmak bir şereftir. | Open Subtitles | كما تعلمون، فقد كان مثل هذا الشرف للعمل من أجل فرانك صليب كبير. |
-Buna katılmıyorum. Nijerya'da, şarkı söylemek ve geleneksel giysileri giymek şereftir. | Open Subtitles | هذا ليس صحيحا لأنه في في نيجيريا المغنين يرتدون الجلباب في الحفلات كعلامة الشرف |
İki Elmas ödülünü kazananı açıklamak benim için bir şereftir. | Open Subtitles | إنه لشرف عظيم لي بأن أعلن أن الفائز بجائزة الماستين هو |
İmparatorluğun Ekselansları'nı sizlere sunmak benim için bir şereftir karşınızda Japonya'nın Veliaht Prens ve Prensesi. | Open Subtitles | {\cH2BCCDF\3cH451C00}يشرفني أن أقدم لكم أصحاب السمو الامبراطوري {\cH2BCCDF\3cH451C00}ولي العهد وأميرة اليابان |
Senin Bebe'nin son merasimini yapmak benim için bir şereftir. | Open Subtitles | سَيَكُونُ شرفاً لي اَعمَلُي طقوسُ الموت لبيبَكِ |
Kulüplerin şahı bir kulübün sahibiyle içki içmek bir şereftir. | Open Subtitles | لاأعرف ماأقول.. أنه شرف لي أن أجلس مع صاحب أعظم نادي من النوادي |
Teşekkür ederim. Burada olmak gerçekten bir şereftir benim için. | Open Subtitles | شكرا لك هذا شرف كبير لي لكوني هنا هل هناك أي شئ |
Gelecek nesiller "Tanrı'nın Krallığı"nı inşa edecek kahramanlara minnettarlığını sunarken, dualarında beni de anmaları ne büyük şereftir. | Open Subtitles | ولتظهر الأجيال القادمة إمتنانهم لأبطالهم الذين أقاموا مملكة الرب ياله من شرف ذلك الذي سأحققه |
Burada çalışmak istiyorum çünkü seninle birlikte yemek pişirmek bir şereftir ama istenildiğim başka bir yerde çalışmayı tercih ederim. | Open Subtitles | أريد العمل هنا لأنه شرف لي أن أطهو معك لكنني أفضل العمل بمكان حيث يكون مرحباً بي |
Benim için şereftir. Majesteleri, ziyaretinizi büyük bir heyecanla bekliyor. | Open Subtitles | لا, هذا شرف لي, جلالته يعتبر زيارتك بالأمر العظيم |
Seni tanımak benim en büyük mutluluğumdu ve kendimi senin için feda etmek de benim için şereftir. | Open Subtitles | معرفتي بك , كانت أكبر سروري والتضحية بنفسي لأجلك إنه شرف |
Şeytanla ortaklık senin için şereftir, anlamıyor musun! | Open Subtitles | سيكون لى الشرف يا جرثومة الجحيم أتسمعنى ؟ |
Hayatımı sizin için tehlikeye atmak benim için bir şereftir. | Open Subtitles | اسمح لى بأخذ اول رشفة من دواعى الشرف لى ان اضحى بحياتى من اجلك |
Birleşik Devletler başkanıyla aynı yolda yürümek bir şereftir. | Open Subtitles | إنه لشرف أن تكون مع رئيس الولايات المتحدة. |
10 bin dolar vermek şereftir. | Open Subtitles | إن التبرع بـ10 آلاف دولار لشرف كبير |
Size Hizmet Etmek Benim İçin Bir şereftir Lordum | Open Subtitles | إنه لشرف لي أن أستقبل معاليك , سيدي |
Burada kilit altında tutulmak bir şereftir, efendim. | Open Subtitles | و يشرفني أن أحبس هنا يا سيدى |
Senin Bebe'nin son merasimini yapmak benim için bir şereftir. | Open Subtitles | سَيَكُونُ شرفاً لي اَعمَلُي طقوسُ الموت لبيبَكِ |
Bir zamanlar Efsanevi Bob Vernon ile Çavuş Michelle'in oturduğu bu koltuklarda yer almak bizim için büyük şereftir. | Open Subtitles | وهَلْ لي أَنْ يَقُولُ، هو شرفُ الّذي سَيَجْلسُ هنا في الكراسي ذاتهاِ الذي إحتلَّ مرّة مِن قِبل بوب فيرنون الأسطوري والعريفة ميشيل مضيّفه المشارك، |