Goat'la genetik bölümünde ateş ettiğimiz şey bu değildi. | Open Subtitles | هذا ليس ما قمت انا و جوتس باطلاق النار علية فى معمل الهندسة الوراثية |
Ama hayatta olmasını istediğimiz şey bu değildi. | Open Subtitles | أنا أسف هذا ليس ما أردناه ليحدث في الحياة |
- Trick'le konuştuğumuz şey bu değildi. - Tamamlayıcı hasar. | Open Subtitles | هذا ليس ما ناقشناه انا و تريك اضرار جانبية - |
Senin için modellik yapmamı istediğinde aklımda canlanan şey bu değildi. | Open Subtitles | كما تعلمين , عندما قلتِ بأنكِ بحاجة إلى عارض أزياء لكِ ذلك ليس ما توقعته بالإعتبار |
Ama eminim ki yapmak istedikleri şey bu değildi. - Şimdi, aptal bir sorusu olan var mı? | Open Subtitles | لكنني خمنت أن هذا ليس ما كانا ينتويانه هل من أسئلة حمقاء؟ |
İstediğim şey bu değildi. Kenarı nerede? | Open Subtitles | هذا ليس ما أردته ، أين الموهبة؟ |
Sorduğunuz şey bu değildi Bay Buckley! Demir perde artık yıkılıyor. | Open Subtitles | هذا ليس ما سألت عنه سيد بوكلي ؟ |
Boş ver, benim duymak istediğim şey bu değildi. | Open Subtitles | اوه اللعنة هذا ليس ما ارغب بسماعه |
Neyse yapmak istediğim şey bu değildi. | Open Subtitles | أنظر، هذا ليس ما أقوم به على كل حال |
Bak Avery, kabul ediyorum, bu hafta sonuna girerken aradığım şey bu değildi. | Open Subtitles | أعترف أن هذا ليس ما كنت أنتظره |
Öğlen dinlediğim şey bu değildi. | Open Subtitles | هذا ليس ما سمعته بعد ظهر هذا اليوم |
Giyeceğini söylediğin şey bu değildi. | Open Subtitles | هذا ليس ما قلتى أنكى سوف ترتديه |
Sorduğum şey bu değildi. | Open Subtitles | هذا ليس ما سألت بشأنه. |
Benim bahsettiğim şey bu değildi. | Open Subtitles | هذا ليس ما كنت اتحدث عنه |
Gördüğümüz şey bu değildi. | Open Subtitles | هذا ليس ما رائينا |
Yanlış anlamayın Peder ama aklımdan geçen şey bu değildi. | Open Subtitles | أعني بدون غهانة أيها القس ولكن ذلك ليس ما كنت أفكر به |
Evet ama ona söylemen gereken şey bu değildi. | Open Subtitles | أجل, و لكن ليس ذلك ما يفترض أن تخبرها به |
Düşündüğüm şey bu değildi, Nyah. | Open Subtitles | لم يكن هذا ما رغبت في أن تقومي بعمله , نيا |
Fakat aynı zamanda biliyorum ki beni motive eden asıl şey bu değildi. | Open Subtitles | ولكنني أدرك أن هذا لم يكن المحرك الفعلي لي. |
Eminim ki söylemiştir. Her neyse, söyleyeceğim şey bu değildi. | Open Subtitles | على اي حال ، ذلك ليس ماكنت سأقوله |
Ormanda dolaşmak, beklediğim şey bu değildi. | Open Subtitles | تسلق 5 أميال في الغابة لم يكن ما توقعته |
O yıl başıma gelen tek şey bu değildi. | Open Subtitles | لم يكن الشيء الوحيد الذي حدث لي تلك السنة |
(Kahkalar) Tahmin edeceğiniz gibi tabii ki dehşete düştük ve Aman allahım, hayır, hayır, anlatmaya çalıştığımız şey bu değildi dedik. | TED | حسنا، نحن بالتأكيد نشعر بالرعب، ونقول يا إلهي، لا، لا، لا، ليس هذا ما نعنيه على الإطلاق |