Sanırım onlar bizi buraya gönderdi ve Leo'nun bize söylemeye çalıştığı şey buydu. | Open Subtitles | أعتقد بأنهم أرسلونا إلى هنا و هذا ما كان "ليو" يحاول إخبارنا به |
İşte yaptığımız şey buydu. Bu, kargalar için bir otomat makinesi. | TED | إذاً ذلك ما فعلناه. هذ آلة بيع للغربان. |
Tamam, baktığım şey buydu, bildiğiniz kara kütlesi. | Open Subtitles | حسناً ، هذا ما كنت أبحث عنه إنها كتلة الأرض الأساسية |
Yaptığım şey buydu da. Cumartesi sabahı geldim ve 10 saat boyunca, bulmacanın bütün parçalarını elde ettim. | TED | وهذا ما فعلته. جئت صباح يوم السبت، وبعد 10 ساعات من العمل، عثرت تقريبا على كل قطع الأحجية. |
Yüzüğü istiyor. Konuşmak istediği şey buydu. | Open Subtitles | لقد أتى من أجل ذلك الخاتم هذا ما كان يريد الحديث عنه |
Eminim Griffin'in söylemeye çalıştığı şey buydu. | Open Subtitles | أنا متأكدة جدا أن هذا ما كان جريفين يحاول قوله |
Eminim Griffin'in söylemeye çalıştığı şey buydu. | Open Subtitles | أنا متأكدة جدا أن هذا ما كان جريفين يحاول قوله |
Korktuğum şey buydu. Aygıtı kapattığımda, yerini kaybetti. | Open Subtitles | ذلك ما كنت خائف منه عندما أطفأت الأداة فقدت المكان |
Tüm ay boyunca internette yaptığım şey buydu. | Open Subtitles | ذلك ما أنا أَعْملُ على الإنترنتِ طِوال الشهر. |
Hayır, hayır, hayır, hayır. Hayır, bu sonuca atladılar çünkü benim için istedikleri şey buydu. | Open Subtitles | لا، لا، إنهم حاولوا أن يستبقوا الأحداث لأن ذلك ما يتمنونه لي |
Parsa'nın ebevenylerini ilk öğrendiğimde içtiğim şey buydu. | Open Subtitles | هذا ما كنت أشربه فى أول مره علمت فيها بشأن والدى بارسا. |
Kariyerin boyunca çalıştığın şey buydu. | Open Subtitles | هذا ما كنت تعمل لأجله طيلة حياتك المهنية |
İşte yasalarla ilgili söylediğim şey buydu. | TED | هذا ما كنت أقوله حول القوانين. |
Askerlerimizden birisinden, maske yapımının, tedavisine nasıl etki ettiğini tanımlamasını istedik ve söylediği şey buydu. | TED | طلبنا من أحد أفراد الجيش أن يصف كيف أن صناعة القناع أثرت على علاجه، وهذا ما قاله. |
- İnsanları hoş tutmayı bilirdi. Vegas'ta en önemli şey buydu. | Open Subtitles | كانت تعرف كيف تعتني بالناس , وهذا "ما يحدث في "فيغاس |
Önüne gelen her fırsatta yaptığın şey buydu. | Open Subtitles | وهذا هو ما فعلته في كل مرة أتيحت لك فرصة |
Ama yapamadığı şey buydu. | Open Subtitles | الا أن ذلك كان الشئ الوحيد الذى لم يستطيع فعله |
Kendime sakladığım tek şey buydu. | Open Subtitles | ذلك كان الشيء الوحيد الذي احتفظت به لنفسي |
- ...oluyor? - Sana açıklamaya çalıştığım şey buydu işte. Bu bir... eee oyun. | Open Subtitles | هذا ما كنتُ أحاول شرحه لكِ، هذه لعبة |
Söylemeye korktuğum şey buydu. | Open Subtitles | وذلك ما أنا كنت خائفه ان اقوله لك. |
Listeyi çıkarmadan önce yapmış olduğum tek iyi şey buydu. | Open Subtitles | كان ذلك الشيء الوحيد الجيد الذي قمت به قبل إعدادي لهذه القائمة |
Yapmamı istediğin şey buydu, değil mi? Yani, sadece eğlenmek. | Open Subtitles | أقصد أن هذا ما قلته لي قلت لي استمتعي بوقتك |
Sıvı tankından kaçtıktan sonra kafamdan çıkardığım şey buydu. | Open Subtitles | إنه الشيء الذي انتزعته من ذاكرتي بعد هروبي من الحوض. |
Bu işe on yıl geç atıldım biliyorum ama her zaman en çok istediğim şey buydu. | Open Subtitles | أعرف انني بدأت من هنا مايقارب عشر سنوات متأخرة لكن هذا هو الشئ الوحيد الذي أردته دائماً |
Geçen hafta kanalizasyonda gördüğüm şey buydu. | Open Subtitles | هذا هو الشيء الذي رأيته في المجاري الاسبوع الماضي |
Evet! İşte bahsettiğim şey buydu! | Open Subtitles | نعم الآن , هذا هو ما كنت أتحدث عنه |