Hakkında çok şey duyduğum efsanevi okul yönetim kurulu karşısındayım. | Open Subtitles | أرى بأنني بمواجهة مع مجلس الإدارة الأسطوري الظريف الذي سمعت الكثير عنه |
Yani o hakkında çok şey duyduğum büyük kadın avcısı sen değilsin? | Open Subtitles | إذاً لستَ صيّاد النساء العظيم الذي سمعت عنه الكثير؟ |
Bu hakkında çok şey duyduğum oğlun Pete mi? | Open Subtitles | هل هذا هو أبنك الذي سمعت عنه كثيراً؟ بيت؟ |
Demek hakkında o kadar çok şey duyduğum çocuk sensin. | Open Subtitles | إذاً أنت الطفل الطائش الذي سمعت عنه |
hakkında çok şey duyduğum şahıs bu. | Open Subtitles | هاهو الرجل الذي سمعت الكثير عنه |
Ama çok yararlı oldunuz, onu teröristlerin elinden kurtardınız ve hakkında çok şey duyduğum patronunuzla tanışmama imkan sağladınız. | Open Subtitles | ومع ذلك، أثبتِ أنّكِ مفيدة إلى حد ما، إنقاذه من إرهابيّي الخصوصية المضلّلين أولئكِ، والترتيب بحيث يمكنني لقاء رئيس عملكِ الذي سمعت الكثير عنه. |
Şey, önce hakkında çok şey duyduğum kızarmış hamur tatlılarında denemek istiyorum. | Open Subtitles | أولا أريد أن أجرب "الكعك المسطح" الذي سمعت الكثير عنه... |
Yargıç Woodhull, hakkında pek çok şey duyduğum oğlunuz bu mu? | Open Subtitles | أيها القاضي (ودهول)، أهذا هو ابنك الذي سمعت الكثير عنه؟ |
Hakkında o kadar çok şey duyduğum Liam nerede? | Open Subtitles | أين (ليام) الذي سمعت عنه الكثير؟ |