Pekâlâ, henüz bir şey söyleyemem,... bir kadının erkekte aradığı her şeye sahip olması dışında, gay olması da hariç. | Open Subtitles | حسناً, لاأستطيع قول شئ لحد الآن ماعد أنه كل شئ سيدةٌ تريد أن يكون لديها رجل أكثر من أي وقت مضى ماعد هو شاذ |
Kitabı çıkardığında hiçbir şey söyleyemem. | Open Subtitles | اٍننى لا أجرؤ على قول شئ حين تخرج كتابك |
Şu an için bir şey söyleyemem. | Open Subtitles | . لا أستطيع أخبارك الكثير الأن |
Londra'da, BP'nin mühendislerinden biri olması dışında başka bir şey söyleyemem. | Open Subtitles | لا أستطيع أخبارك الكثير بلندن(BP)فولكن هو مهندس في شركة. |
Bir şey söyleyemem. | Open Subtitles | لا يسعنى قول شئ. |
- Hiçbir şey söyleyemem, yoksa Şeker Adam beni bulur. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع قول أى شيء، أو رجل الحلوى سيقتلنى. |
Başka bir şey söyleyemem. | Open Subtitles | حسنا, اتعلمى لايجب على قول شئ أخر |
Hiçbir şey söyleyemem. | Open Subtitles | لم أستطع قول شئ |
- Şey, fazla bir şey söyleyemem. | Open Subtitles | -حسنآ، لا يسعنى قول الكثير |
Şimdi daha fazla şey söyleyemem; çünkü o gece orada bulunanlardan bazıları Kira'nın kim olduğunu anlayabilir. | Open Subtitles | لا أستطيع قول المزيد الآن لأن هناك من الأشخاص من سيخمنون شخصيته |
Bunun dışında, kalıntıları laboratuara götürmeden bir şey söyleyemem. | Open Subtitles | لا أستطيع قول المزيد حتى نأخذ بقايا الرفات إلى المختبر |
Son olarak Emektar Şef. Onun hakkında pek bir şey söyleyemem. | Open Subtitles | و أخيراً القائد الأول و لا أستطيع قول الكثير عنه |