"Bu konuda biz bir şey yapmış olabilir miyiz?" | TED | حتى : لو كان بأيدينا فعل شيء لتنجب هذا. |
Tanıdığınız birileri size hoşlanmadığınız bir şey yapmış ya da söylemiş olabilir ama lütfen unutmayın, muhtemelen siz de gurur duymayacağınız bir şey yapmış ya da söylemiş olabilirsiniz. | Open Subtitles | لذا، إن كنتم تعرفون أحد فعل شيء أو قام بشيء لم يعجبكم تذكروا رجاءاً أنكم لربما قلتم أو فعلتم شيئاً |
Yüzüğünü bulmak istiyorum çünkü bulursam bugün güzel bir şey yapmış olacağım. | Open Subtitles | أريد ان أجد خاتمك لإنني سأكون قد فعلت شيئاً جيداً في اليوم |
Ona bir şey yapmış olsaydım bile hakkım olurdu be. | Open Subtitles | حسنا، حتى لو فعلت شيئا ،لها سيكون من ضمن حقوقي. |
Onunla temasta olmadığımız 3 saat içinde her şey yapmış olabilir. | Open Subtitles | لم نتصل به خلال ثلاث ساعات وقد يكون فعل شيئاً |
Yani belli ki hapiste olduğuna göre... annen kötü bir şey yapmış. | Open Subtitles | .. أعني . من الواضح ان أمك فعلت شيء لتستحق الدخول الى السجن لكن أخيك |
Onu durdurmak için bir şey yapmış olmayı dileyecekler. | Open Subtitles | سيتمنون انـهم كانوا بمقدرتـهم فعل شيء لإيقافـه |
Kane'i bu duruma soktuğuna göre büyük bir şey yapmış olmalı. | Open Subtitles | لابد أنه فعل شيء ضخم لإغضاب العمدة لهذا الحد |
Kötü bir şey yapmış olabilir. Ama kötü bir insan olamaz. | Open Subtitles | لربما فعل شيء سيء، ولكن ذلك لايجعل منه شخصاً سيء. |
Çok ciddi bir şey yapmış olmalısın. Ne yaptın dostum? | Open Subtitles | لابد من أنك فعلت شيئاً جاداً ماذا فعلت يا رجل؟ |
Onu öldürmüş olman umurumda değil. Sana kötü bir şey yapmış olmalı. | Open Subtitles | لست أهتم لقتلك لها لا بد أنها فعلت شيئاً ما لك |
Sanki doğru bir şey yapmış gibiyim. | Open Subtitles | هذا يجعلني أفخر بك و يشعرني بأنني فعلت شيئاً صحيحاً |
Ve bir sabah uyanıp da... herşeyi biliyor olsaydım... daha farklı bir şey yapmış olabilirdim diye düşünmeni istemem. | Open Subtitles | وأنا لا أريد كنت أستيقظ في صباح أحد الأيام التفكير في أن إذا كنت تعرف كل شيء ، قد يكون لديك فعلت شيئا مختلفا. |
Korkarım ki, bu adam çok kötü bir şey yapmış. | Open Subtitles | أخشى بأن هذا الرجل ربما فعل شيئاً فظيعاً |
Hatice oldukça alışılmadık bir şey yapmış, O'na evlenme teklif etmiştir. | Open Subtitles | فعلت شيء غير عادي بالمره لقد طَلبت منه ان يتزوجها |
İnsanların,senin böylesine bir şey yapmış olabileceğini düşündüklerini bilmek,nasıl bir histir tahmin edebiliyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني التخيل أن الناس تظن أنكَ فعلتَ شيئاً كهذا |
Acaba kendimde değilken bir şey yapmış olabilir miyim? | Open Subtitles | أتظنين أنه كان بوسعي فعل شئ حين كنت فاقدة الوعي؟ |
Çok basit. İnsanları önce güldüren, sonra düşündüren bir şey yapmış olmanız gerekiyor. | TED | إنه أنك فعلت شيئًا جعل الناس يضحكون ومن ثَمَّ يُفكرون |
Hayır, öyle bir şey değil. Biri ya da bir şey yapmış olmalı. | Open Subtitles | لا، لم نشدُّها للأعلى، شيء ما أو أحد ما فعل هذا |
Sen, o ve Amerika'daki diğer herkes gizlice oy birliğiyle İngilizce dilinin anlamını tamamen değiştirdiyseniz evet, sanırım o zaman "yeni bir şey yapmış" sayılırım. | Open Subtitles | وجميع الآخرين في أمريكا صوّتوا بشكل سرّي وغيّرتوا معنى اللغة الإنجليزية بالكامل، فـ نعم، أعتقد بأني "حقّقت إنجازاً". |
Öğrenmemi istemediği korkunç bir şey yapmış. | Open Subtitles | قام بفعل شيء فظيع جداً ولا يريدني أن أعرف ما هو |
Kim böyle bir şey yapmış olabilir ki? | Open Subtitles | من الذي يريد ان يفعل شيء كهذا؟ |
"Eğer bir erkek, kadın diye bir erkekle yatarsa, ...her ikisi de iğrenç bir şey yapmış olur." | Open Subtitles | ان قام رجل بمضاجعة مع الرجل, مثلما يفعلها مع المراءة فكلاهما قد قام بعملٍ بغيض |
Benim işe yaramaz oğlum hayatında ilk defa güzel bir şey yapmış. | Open Subtitles | ابني عديم الفائدة, فعل شيئآ واحدآ جيدآ في حياته |