Yazılmışlardı çünkü öfkeliydiler ve bu konuda bir şey yapmak istiyorlardı | TED | سجلوا لأنهم كانوا غاضبين وأرادوا فعل شيء حيال ذلك. |
Durma güdüsü hayata devam etmek için bir işarettir, yeni bir şey yapmak, farklı bir şey yapmak için. | TED | اشارات التوقف جوهريا إشارة إلى أوان المضي قدما، إلى فعل شيء جديد، شيء مختلف. |
Bir şey yapmak zorunda olduğumu biliyordum. Her ne olursa. | Open Subtitles | لقد ايقنت انه كان علي فعل شيء ما,اي شيء. |
Bir şey söylemek, bir şey yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لا تحتاج أن تقول شيئا ولا تحتاج ان تفعل شيئا |
Çok kötü oldum ve bunu telafi edecek bir şey yapmak istedim. | Open Subtitles | .. لقد شعرت بشعور فظيع وأردت أن أفعل شيئاً مميزاً لا يُنسى |
Ayrıca işe de geri dönmek istemedim, hiçbir şey yapmak istemedim. | Open Subtitles | ,و لم أُريد أن أذهب للعمل, و حقاً .لم أُريد أن أفعل شيء |
Tanrı'ya inanıp inanmamanız hakkında karar vermek yerine, ilk önce bir şey yapmak zorundasınızdır. | TED | فبدل أن تقرر فيما إن كنت تؤمن بالله يتوجب عليك أولاً أن تفعل شيئاً |
Kanunu biliyorum. Bir yargıç emretmedikçe hiçbir şey yapmak zorunda değil. | Open Subtitles | لا يتوجب عليه فعل شئ ما لم يقول القاضي عليه ذلك |
Bir şey yapmak zorundaydım. O Cuma elime bir fırsat geçti. | Open Subtitles | كان علي فعل شيء والفرصة طرحت نفسها ذلك الجمعة |
Bir şey yapmak zorundaydım zira tüm kalemler dağınıktı. | Open Subtitles | كان علي فعل شيء , أقلامك كانت تملأ المكان |
Lanet olsun, benden istedi. Bunu yapmaktan en az senin kadar nefret ediyorum ama bir şey yapmak gerekiyordu. | Open Subtitles | أنا أيضاً لا يعجبني الٔامر لكن كان علينا فعل شيء |
Bunun, senin için duygusal açıdan önemini göz önüne alarak bu durum için sana özel bir şey yapmak istiyoruz. | Open Subtitles | على أي حال بالنظر إلى كم كان هذا الأمر مؤثراً بشكل كبير عليك نحن ننوي على فعل شيء مميز لهذه القضية |
Sürekli kötü bir şey yapmamaya çalışmaktansa, iyi bir şey yapmak istiyorum. | Open Subtitles | بدلا عن محاولة عدم فعل شيء سيء طوال الوقت |
Karakterimiz dışı bir şey yapmak üzereyiz. - Ne? | Open Subtitles | نحنُ على وشك فعل شيء خارج الشخصية تماماً |
Ayrıca, benim için bir şey yapmak istediğini söylemiştin, değil mi? | Open Subtitles | والى جانب ذلك ، وقال كنت أردت أن تفعل شيئا بالنسبة لي ، أليس كذلك؟ |
Fakat, yılın sonlarına doğru fark ettim ki bir şey yapmak istiyorum. | TED | ولكن أخيراً، ومع انتهاء ذلك العام، أدركت أنني أريد أن أفعل شيئاً ما. |
Ben sadece bu şehir için güzel bir şey yapmak istiyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أحاول أن أفعل شيء جيد لهذه المدينة |
Hayatında daha önemli bir şey yapmak istemezmisin? | Open Subtitles | هل أردت أن تفعل شيئاً أكثر أهمية في حياتك |
Eğer gerçekten bir şey yapmak istiyorsan, yap nefesini boşa harcama. | Open Subtitles | من أراد فعل شئ حقاً يفعله لا ينتظر حتى فوات الأوان |
Peki neden böyle aptalca bir şey yapmak istiyorsun acaba? | Open Subtitles | إنها حقيقة. الآن لماذا تريد أن تفعل شيء غبي كهذا؟ |
Bence bu çok güçlü. Ve bence bu odadaki hepimizde bu var, tasarımı ileri götürdükçe, sadece tek şey yapmak değil. | TED | و انا اعتقد اننا كلنا في هذ الغرفة و انتم تحركون التصميم الى الامام انه ليس فقط عن عمل شيء واحد |
Gecenin başından beri içimden bir şey yapmak geliyor. | Open Subtitles | طوال الليل كان لدي دافع فظيع لأن أفعل شيئا |
Her yanına aptal ismini kazımak istemeden bu denli enfes bir şey yapmak... | Open Subtitles | أن تفعل شئ بديع كهذا دون الرغبة فى وضع اسمك الغبى عليه |
Ne istediğimi bilemedim ve hiçbir şey yapmak zorunda olmamak beni çok rahatlattı. | Open Subtitles | لم أكن أدري ما أريد فعله وارتحت كثيرًا لأني لم أحتاج لفعل شيء. |
Ama varsa, bu konuda bir şey yapmak görevimiz değil midir? | Open Subtitles | واذا كان الأمر كذلك,أليس من واجبنا أن نفعل شيئا بخصوص ذلك؟ |
Sadece, kendiniz için önemli bir şey yapmak ve kendi etkinizi yaratmakla ilgili. | TED | كل ما عليك هو القيام بأمر يهمك فعلًا، وأن تحدث أثرًا لا أحد غيرك يمكنه فعله. |
Şimdiye kadar, ne zaman kötü bir şey yapmak istediysem, yaptım. | Open Subtitles | حتى الآن كلما أردت فعل شىء سيىء كنت أفعله |
Hayatım sürüp giderdi, ama şimdi iki şekilde de istemediğim bir şey yapmak zorundayım. | Open Subtitles | مستقبلى كان يسير فى اتجاه جيد ولكن الآن، على العكس تماماً يجب أن أفعل شئ لا أريد أن أفعله |