Ama başka şeyler biliyorsun, değil mi, Martin? | Open Subtitles | ،لكنك تعرف أشياءً أخرى أليس كذلك يا مارتن ؟ |
Bir şeyler biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعرف أشياءً. أنت ... |
Baba, bununla ilgili bir şeyler biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت تعرف شيئاً عن هذا يا أبي، أليس كذلك؟ |
Birinci olarak, benim hakkımda, benim bilmemi istemediğin şeyler biliyorsun. | Open Subtitles | أولا , أنتي تعرفين أشياء عني لا تريدينني ان اعرفها |
Sen bir şeyler biliyorsun. | Open Subtitles | انتِ تعرفين شيء ما. |
Tünelin girişinde yalnız başına dikiliyorsun, çünkü bir şeyler biliyorsun, ben bile isimlendiremiyorum; daha derin, daha merhametsiz bir şey... | Open Subtitles | أنتِ تقفين لوحدكِ بمدخل النفق لأنكِ تعرفين شيئًا لا أستطيع حتى تسميته شيء أعمق وأكثر قسوة |
Her günün her dakikası katlandığım acı hakkında bir şeyler biliyorsun artık. | Open Subtitles | الآن تعلمين شيئاً عن المعاناة التي تحملتها كل دقيقة من كل يوم. |
Bir şeyler biliyorsun. | Open Subtitles | . تعرف أشياءً. |
Bir şeyler biliyorsun. Evet, bir şeyler biliyorum tamam mı. | Open Subtitles | ـ أنت تعرف شيئاً ـ أجل، أعرف شيئاً، حسناً |
Bir şeyler biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت تعرف شيئاً , أليس كذلك ؟ |
Diğer taraf hakkında bir şeyler biliyorsun. Oradan olmadan bilemeyeceğin şeyler. | Open Subtitles | "تعرفين أشياء عن العالم الآخر، لم يكن ممكناً أن تعرفيها لو لم تكوني من هناك" |
Bizim bilmediğimiz şeyler biliyorsun. | Open Subtitles | تعرفين أشياء لا نعرفها |
Bu konuyla ilgili bir şeyler biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعرفين شيء ما |
Sen bütün bunlar hakkında benim bilmediğim bir şeyler biliyorsun. Bunu biliyorum. | Open Subtitles | إنكِ تعلمين شيئاً ما عن كلّ هذا لا أعلمه أنا، بوسعي رؤية ذلك |
Bunun anlamı bir şeyler biliyorsun ama bize söyleyemezsin mi yoksa sen de hiçbir şey bilmiyorsun mu demek? | Open Subtitles | أهذا يعني أنكِ تعلمين شيئاً ولايُمكنكِ إخبارنا أم أنكِ لاتعلمين شيئاً على الإطلاق؟ |