- Bir şeyler yanlış gidiyor. - İçimde kötü bir his var.. | Open Subtitles | ـ ثمة خطب ما ـ يساورني شعور سيء حيال هذا |
O gece bir şeyler yanlış olsaydı kesinlikle uçmasına izin vermezdik. | Open Subtitles | لم نكن لنسمح له بالطيران لو كان هناك خطب ما. |
Bu boykota baktım ve dedim ki, burada bir şeyler yanlış anlaşılıyor. | TED | وقد نظرت إلى هذه المقاطعة وقلت أن لدينا شيء خاطئ هنا. |
Bizlere takılı olan çipler merkezi bir sisteme bağlıdır. Eğer bir şeyler yanlış giderse hemen görevliler gönderilir. | Open Subtitles | الأجهزه المزروعة مربوطة بنظام مركزي إذا حصل لأي شيء خاطئ نرسل ضباط بسرعة |
Belki de General Hammond haklı, belki bizde bir şeyler yanlış. | Open Subtitles | ربما كان اللواء هاموند على حق وثمة خطأ ما بنا |
Bir şeyler yanlış. Hissedebiliyorum. | Open Subtitles | حسناً ، هناك شيء خطأ أستطيع أن أشعر بذلك |
İçeridekilerin yalnızca bir şeyler yanlış gittiğinde hisselerinden vazgeçtiklerini bilmek için halkla ilişkilerde olmanız gerekmiyor. | Open Subtitles | أنا أقصد , لا يجب ان تكونوا بالعلاقات العامه لتعرفوا ان المطلعون على الاسهم عندما يعلموا ان هناك شئ خاطئ |
Yani, ya bir şeyler yanlış gitse ve görev başarısızlığa uğrasa? | Open Subtitles | أعني,ماذا لو جرى خطب ما و أضطر لإلغاء المهمة؟ |
Bir şeyler yanlış ama kim bilebilir | Open Subtitles | هناك خطب ما لكن من يقول لنا ما هو |
Bir şeyler yanlış, onu algılamaz. | Open Subtitles | هناك خطب ما لا يمكنني أن أشعر بها |
Şimdi gidersen daha sonra geri geleceksin çünkü bir şeyler yanlış biliyorsun. | Open Subtitles | إذا غادرت الآن، سوف تعود وحسب لأنك تعرف ثمة شيء خاطئ. كنت تشعر بهذا دوماً. |
Odadaki en az züppe insanlar biz olunca bir şeyler yanlış gidiyor. | Open Subtitles | عندما يكون في الغرفة أناسا أقل تكبراً هناك شيء خاطئ بالغرفة |
Bir şeyler yanlış. Neden onu vurmak istediler ki? | Open Subtitles | هناك شيء خاطئ لماذا يريدون أن يقتلوه ؟ |
Bir şeyler yanlış sanki. Genelde firar söz konusu olduğunda, havada bir elektriklenme olur, aynı yaz mevsiminde fırtına öncesi sessizlik gibi. | Open Subtitles | هناك خطأ ما ، عادة ما يكون هناك كهربة بالجو قبل هروب من سجن |
Eğer süreç içinde bir şeyler yanlış giderse, beni parmaklıklar arkasına mı atacaksınız? | Open Subtitles | إذا حدث خطأ ما في العملية، ثم سوف رمي لي وراء القضبان؟ |
Bir şeyler yanlış giderse eve döndüğünde yığınla ceset bulursun. | Open Subtitles | أن حدث شيء خطأ, ستعود الى كومة من الجثث, هل تفهم ؟ |
Bekle, bekle, bekle. Bir şeyler yanlış. | Open Subtitles | انتظر ، انتظر ، انتظر هناك شيء خطأ |
Burada bir şeyler yanlış. | Open Subtitles | هناك شئ خاطئ فى هذا المكان |
- Bir şeyler yanlış. - Burada değil. | Open Subtitles | يوجد خطبٌ ما إنهُ ليس من هنا - |
Operatörler bu sefer bilir, 'wow, bir şeyler yanlış gidiyor' | Open Subtitles | سيدرك حينها المشغلون أن شيئاً خاطئاً يحدث |
Bir şeyler yanlış gitti. | Open Subtitles | شيء ما خاطيء حدث |
Bir şeyler yanlış. Hafızası gitmişe benziyor. | Open Subtitles | حسناً ، هناك شيئاً ما ليس صحيحاً يبدو أن ذاكرتها قد ذهبت |
Silahla vurulmak FDA tarafından kabul edilen bir tedavi yöntemi olmadığına göre ameliyat sırasında bir şeyler yanlış gitmiş olmalı. | Open Subtitles | لأن الإصابة بالرصاص ليس علاجاً موثقاً لأي شئ يعني أنه حدث خطأ بالجراحة |
Yani, eğer birisi hem doğru hem de yanlışsa, bir şeyler yanlış olmalı. | Open Subtitles | ما أعنيه ، أنه لو أن لرجلٍ ان يكون مصيب ومخطيء معاً فلايد من أن يكون شيء ما خطأ |
Bir şeyler yanlış. | Open Subtitles | شيء ما غير صحيح. |
Emin değilim, Watson. Bir şeyler yanlış. | Open Subtitles | لست متأكدا ، ولكن يبدو أن هناك شيئا خاطئا. |
- Bir şeyler yanlış gidiyor. - Ben Starkey. | Open Subtitles | - ثمة شيئاً ما خاطئ يحدث ستاركي معك - |