| Evet, benim de Şeytanlarım var ama bana asla ona sarıldığın gibi sarılmadın. | Open Subtitles | نعم، أنا عندي شياطيني ولم تحتجزني مثل ماإحتجزته |
| Bugün kutlanacak bir zafer yok. Şeytanlarım kazandı. | Open Subtitles | لا نصر لنحتفل به اليوم، فإن شياطيني فازوا. |
| Çünkü Allah bilir, benim de Şeytanlarım vardır. | Open Subtitles | لأن الرب يعلم بأن لدي شياطيني الخاصة |
| İçindeki şeytanlarla barışmış birisi gibi konuştun. Benim Şeytanlarım öldü. Ya da kovalandı. | Open Subtitles | تتحدّث كرجل صالح شياطينه - شياطيني موتى، أو صُرفوا - |
| Şeytanlarım beni Paris'ten kovaladılar ve kendimi New Orleans'da buldum. | Open Subtitles | شياطيني أخرجتني من "باريس" الى "نيو أورلينز". |
| Şeytanlarım biz konuşurken dünyayı arıyorlar. | Open Subtitles | تجوب شياطيني البلاد بينما أتحدث. |
| Ama bunlar benim Şeytanlarım Senin değil. | Open Subtitles | لكن هذه شياطيني ليست شياطينك |