çok para yapan insanlar kavramına karşı ise bir tepkimiz yok. Bilirsiniz, çocuklara şiddet içeren video oyunları satarak | TED | كما تعلم. انت تريد ان تكسب 50 مليون دولار ببيع العاب فيديو عنيفة للاطفال. |
Gerçekten, Mahesh. Filmde çok şiddet içeren sahne vardı! Oldukça hareketliydi. | Open Subtitles | حقا مهيش لقد كان هناك مشاهد عنيفة بالفيلم حركي جدا |
Hiçbir kadının, şiddet içeren bir durumu durdurmaya çalışmak zorunda kalmasını istemiyorum. | TED | لا أريد أن تضطر أية امرأة إلى تقليل حدة أي حالة عنف. |
- Tüm hastalarının bir listesini derledik ve bir tür şiddet içeren geçmişi olan sadece altı kişi bulduk. | Open Subtitles | . قمنا بعمل قائمة بجميع مرضاها ووجدنا فقط ستة من لديهم . أي سجل بسلوك عنيف |
Mesela normal insanlarla bağlantılı şiddet içeren suçları. | Open Subtitles | جرائم عُنفٍ يتورّط بها أناس عاديين. |
şiddet içeren nefret suçlarını soruşturmak ve dava etmek FBI'ın işidir. | Open Subtitles | ذلك ليس عمل مكتب التحقيقات للتحقيق وإقامة دعاوي قضايا الكراهية العنيفة |
Brezilya, şu anda gezegendeki en şiddet içeren ülke. | TED | البرازيل هي أشد الدول عنفًا حاليًا في العالم. |
şiddet içeren müdahalelere karşı çok etkililer. | TED | إنها مفيدة جداً في حالة الإضطهاد العنيف. |
Brezilya'nın Kuzey Doğu eyaleti olan Pernambuco, ülkenin en çok şiddet içeren bölgelerinden biridir. | TED | ولاية "بيرنامبوكو" في شمال شرق البرازيل واحدة من أشد المناطق عنفاً. |
Evet. şiddet içeren bir suçun olası kurbanları olma ayrıcalığıyla. | Open Subtitles | نعم، مع الاستثناء الممكن أن نكون ضحية جريمة عنيفة |
Hükümet ile alakalı komplolar, aşırı şiddet içeren video oyunları, | Open Subtitles | التي تقوم بمؤامرات حكومية، و ألعاب فيديو عنيفة |
Kendisi veya bir yakını şiddet içeren bir suçun kurbanı olmuş olabilir. | Open Subtitles | هو, او شخص مقرب منه, هو ضحية لجريمة عنيفة جدا |
Bu profillerin standartlara uymayan yanı ise, kişilerin geçmişlerine de bakacak olursak, ...suçu işleyen bu kişilerin, istatistiksel olarak özgün katiller olmak yerine, şiddet içeren suçların kurbanı olmaları. | Open Subtitles | عناصر الخلط في هذه الشحصيات و بناءا ً على خلفياتهم هؤلاء مرتكبي الحوادث هم في الأرجح ضحايا جرائم عنف و ليسوا مبدعيين |
Sullivan'ın tecavüz dâhil olmak üzere şiddet içeren birçok olaydan dolayı sabıkası bulunmakta. | Open Subtitles | سوليفان لديه سجلات عنف شديدة متضمناً إدانة اغتصاب سابقة |
" Hasta şiddet içeren davranışlar gösteriyor sosyopatik eğilimleri var ancak tedavi edilemiyor." | Open Subtitles | المريض يظهر سلوك عنيف ومتطرف والكذب الباثلوجي يميل للوحدة ولا يستجيب للعلاج |
şiddet içeren üzücü bir kitap. Adını "Gece Hayvanları" koyup bana adamış. | Open Subtitles | وهو عنيف وحزين ووضع عنوانه الحيوانات الليلية وكرسه لي |
Mesela normal insanlarla bağlantılı şiddet içeren suçları. | Open Subtitles | جرائم عُنفٍ يتورّط بها أناس عاديين. |
Mesela normal insanlarla bağlantılı şiddet içeren suçları. | Open Subtitles | جرائم عُنفٍ يتورّط بها أناس عاديين. |
Ve dinin de bu şiddet içeren etik değerlerden etkilenmesi şaşırtıcı değildir. | TED | وليس من المفاجئ أن الدين أيضاً قد تأثر بهذه الأخلاقيّات العنيفة. |
Kadının bu kurtuluş için ödediği paranın karşılığı konusunda tereddüt etsek de aksi halde tamamen şiddet içeren veya kötülük olarak kabul edebileceğimiz anlarda nüansla yüzleşmek zorunda kalıyoruz. | TED | وعلى الرغم من أننا قد نستنكر السعر الذي دفعته للخلاص، أُجبرنا على مواجهة الدقائق الصغيرة في لحظاتٍ قد نعدها من ناحية أخرى عنفًا خالصًا أو شرًا. |
Irkçılığı ve inşasına destek olduğum beyaz ırkın üstünlüğünü savunan Amerikan dazlak hareketini bırakarak şiddet içeren aşırılıktan uzak yolculuğum başlayalı 22 yıl oldu. | TED | رحلتي في البعد عن التطرف العنيف بدأت قبل 22 عامًا، عندما استنكرت العنصرية وتركت حركة حليقي الرؤوس البيضاء الأمريكية التي قد ساهمت في بنائها. |
Savaş baltalarınızı gömün ya da bu deyimden daha az şiddet içeren bir şey yapın. | Open Subtitles | ندفن الحقد... او شيء ما مع ماضي اقل عنفاً باسلوب معين |
Fakat bu aptallık derecesinde şiddet içeren komedi aslında aldatıcıdır. | Open Subtitles | يا لها من متعة أعتقد أن هذا المظهر الفكاهي للعنف السخيف مضلل |
...daha önce şiddet içeren davranışlarda bulunmadığını da belirteyim. | Open Subtitles | أن ليس لديها تاريخ من العنف السلوكي |
Bunu yasa dışı yapmak, çoğumuzun tek başına çalışması demektir. Ki bu bizi şiddet içeren suçlara karşı savunmasız bırakır. | TED | بجعل ذلك غير قانوني يعني أن الكثيرين منا يعملون بصفة فردية، من الواضح أن ذلك يجعلنا عرضة لمرتكبي أعمال العنف. |