ويكيبيديا

    "şiddet içeren" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • عنيفة
        
    • عنف
        
    • عنيف
        
    • عُنفٍ
        
    • العنيفة
        
    • عنفًا
        
    • العنيف
        
    • عنفاً
        
    • للعنف
        
    • عُنفاً
        
    • من العنف
        
    • أعمال العنف
        
    çok para yapan insanlar kavramına karşı ise bir tepkimiz yok. Bilirsiniz, çocuklara şiddet içeren video oyunları satarak TED كما تعلم. انت تريد ان تكسب 50 مليون دولار ببيع العاب فيديو عنيفة للاطفال.
    Gerçekten, Mahesh. Filmde çok şiddet içeren sahne vardı! Oldukça hareketliydi. Open Subtitles حقا مهيش لقد كان هناك مشاهد عنيفة بالفيلم حركي جدا
    Hiçbir kadının, şiddet içeren bir durumu durdurmaya çalışmak zorunda kalmasını istemiyorum. TED لا أريد أن تضطر أية امرأة إلى تقليل حدة أي حالة عنف.
    - Tüm hastalarının bir listesini derledik ve bir tür şiddet içeren geçmişi olan sadece altı kişi bulduk. Open Subtitles . قمنا بعمل قائمة بجميع مرضاها ووجدنا فقط ستة من لديهم . أي سجل بسلوك عنيف
    Mesela normal insanlarla bağlantılı şiddet içeren suçları. Open Subtitles جرائم عُنفٍ يتورّط بها أناس عاديين.
    şiddet içeren nefret suçlarını soruşturmak ve dava etmek FBI'ın işidir. Open Subtitles ذلك ليس عمل مكتب التحقيقات للتحقيق وإقامة دعاوي قضايا الكراهية العنيفة
    Brezilya, şu anda gezegendeki en şiddet içeren ülke. TED البرازيل هي أشد الدول عنفًا حاليًا في العالم.
    şiddet içeren müdahalelere karşı çok etkililer. TED إنها مفيدة جداً في حالة الإضطهاد العنيف.
    Brezilya'nın Kuzey Doğu eyaleti olan Pernambuco, ülkenin en çok şiddet içeren bölgelerinden biridir. TED ولاية "بيرنامبوكو" في شمال شرق البرازيل واحدة من أشد المناطق عنفاً.
    Evet. şiddet içeren bir suçun olası kurbanları olma ayrıcalığıyla. Open Subtitles نعم، مع الاستثناء الممكن أن نكون ضحية جريمة عنيفة
    Hükümet ile alakalı komplolar, aşırı şiddet içeren video oyunları, Open Subtitles التي تقوم بمؤامرات حكومية، و ألعاب فيديو عنيفة
    Kendisi veya bir yakını şiddet içeren bir suçun kurbanı olmuş olabilir. Open Subtitles هو, او شخص مقرب منه, هو ضحية لجريمة عنيفة جدا
    Bu profillerin standartlara uymayan yanı ise, kişilerin geçmişlerine de bakacak olursak, ...suçu işleyen bu kişilerin, istatistiksel olarak özgün katiller olmak yerine, şiddet içeren suçların kurbanı olmaları. Open Subtitles عناصر الخلط في هذه الشحصيات و بناءا ً على خلفياتهم هؤلاء مرتكبي الحوادث هم في الأرجح ضحايا جرائم عنف و ليسوا مبدعيين
    Sullivan'ın tecavüz dâhil olmak üzere şiddet içeren birçok olaydan dolayı sabıkası bulunmakta. Open Subtitles سوليفان لديه سجلات عنف شديدة متضمناً إدانة اغتصاب سابقة
    " Hasta şiddet içeren davranışlar gösteriyor sosyopatik eğilimleri var ancak tedavi edilemiyor." Open Subtitles المريض يظهر سلوك عنيف ومتطرف والكذب الباثلوجي يميل للوحدة ولا يستجيب للعلاج
    şiddet içeren üzücü bir kitap. Adını "Gece Hayvanları" koyup bana adamış. Open Subtitles وهو عنيف وحزين ووضع عنوانه الحيوانات الليلية وكرسه لي
    Mesela normal insanlarla bağlantılı şiddet içeren suçları. Open Subtitles جرائم عُنفٍ يتورّط بها أناس عاديين.
    Mesela normal insanlarla bağlantılı şiddet içeren suçları. Open Subtitles جرائم عُنفٍ يتورّط بها أناس عاديين.
    Ve dinin de bu şiddet içeren etik değerlerden etkilenmesi şaşırtıcı değildir. TED وليس من المفاجئ أن الدين أيضاً قد تأثر بهذه الأخلاقيّات العنيفة.
    Kadının bu kurtuluş için ödediği paranın karşılığı konusunda tereddüt etsek de aksi halde tamamen şiddet içeren veya kötülük olarak kabul edebileceğimiz anlarda nüansla yüzleşmek zorunda kalıyoruz. TED وعلى الرغم من أننا قد نستنكر السعر الذي دفعته للخلاص، أُجبرنا على مواجهة الدقائق الصغيرة في لحظاتٍ قد نعدها من ناحية أخرى عنفًا خالصًا أو شرًا.
    Irkçılığı ve inşasına destek olduğum beyaz ırkın üstünlüğünü savunan Amerikan dazlak hareketini bırakarak şiddet içeren aşırılıktan uzak yolculuğum başlayalı 22 yıl oldu. TED رحلتي في البعد عن التطرف العنيف بدأت قبل 22 عامًا، عندما استنكرت العنصرية وتركت حركة حليقي الرؤوس البيضاء الأمريكية التي قد ساهمت في بنائها.
    Savaş baltalarınızı gömün ya da bu deyimden daha az şiddet içeren bir şey yapın. Open Subtitles ندفن الحقد... او شيء ما مع ماضي اقل عنفاً باسلوب معين
    Fakat bu aptallık derecesinde şiddet içeren komedi aslında aldatıcıdır. Open Subtitles يا لها من متعة أعتقد أن هذا المظهر الفكاهي للعنف السخيف مضلل
    ...daha önce şiddet içeren davranışlarda bulunmadığını da belirteyim. Open Subtitles أن ليس لديها تاريخ من العنف السلوكي
    Bunu yasa dışı yapmak, çoğumuzun tek başına çalışması demektir. Ki bu bizi şiddet içeren suçlara karşı savunmasız bırakır. TED بجعل ذلك غير قانوني يعني أن الكثيرين منا يعملون بصفة فردية، من الواضح أن ذلك يجعلنا عرضة لمرتكبي أعمال العنف.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد