Muhtemelen şiddet yanlısı bir adam. Eski sevgilisinin çocuklarını kaçırmış. | Open Subtitles | انهٌ بالتأكيد رجل عنيف , كيف يختطف اطفال صديقته القديمة |
Bildiğim tek şey kadının adamın şiddet yanlısı olduğunu düşünmemesi. | Open Subtitles | الشيءالوحيدالمؤكدليّ ،أنها لاتصدق، بأنه قد يقوم بتصرف عنيف. |
Evet, sizi. şiddet yanlısı biri ve bunu ispatlayacak hükümleri mevcut. | Open Subtitles | نعم ، أنتِ لديه مزاج عنيف ، والعديد من الإدانات لإثبات ذلك |
İyi koordine edilmiş şiddet yanlısı aktiviteler görebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أن تتوقع نشاطاً إجرامياً عنيفاً وغاية في التنسيق |
Ormanın ortasında, karanlık bir yolda şiddet yanlısı bir suçluyla buluşan bir polis. | Open Subtitles | شرطي يقابل مجرماً عنيفاً على قارعة طريق مظلم وسط الغابات |
Daha önce hiç bu kadar şiddet yanlısı olmayan suçlu salmamıştım. | Open Subtitles | لم أطلق سراح هذا العدد من السجناء الغير عنيفين من قبل |
İten etkenler temel olarak sizi radikalleşme sürecine, şiddet yanlısı aşırı gruplara katılmaya açık hâle getiren şeylerdir. | TED | وعوامل الدفع هي ما تجعلكم عرضة للتحول إلى التطرف، والانضمام إلى الجماعات المتطرفة العنيفة. |
Üzgünüm ama babam şiddet yanlısı biri değildir, dedektif. | Open Subtitles | أنا آسفة ، لكن والدى ليس رجل عنيف ، أيها المُحقق |
Kadın örgütleri şiddet yanlısı bir erkeği ödüllendirdiğimizi söylüyor. | Open Subtitles | مجموعه من النساء قالوا بأننا نكافيء رجل عنيف |
İlki, şiddet yanlısı olmadığındı. İkincisi de, sana güvenilir kişi statüsü vermemdi. | Open Subtitles | اولاً انت لست بمجرم عنيف وثانياً يجب ان اثق بك |
şiddet yanlısı bir adam, tanıyor musun onu? | Open Subtitles | رجلٌ فظيع رجلٌ عنيف هل تعرفينه ؟ |
Herkes filmindeki mağdurun şiddet yanlısı bir psikopat olduğunu gördü. | Open Subtitles | كل شخص رأى أن ضحية التنمر فى فيلمك هو فى الواقع مختلاً عقلياً عنيف -لم أكن أعرف |
Çünkü nedenleri var. Walker şiddet yanlısı, vahşi. | Open Subtitles | لأن لديها سببًا، أنه عنيف ومتوحش. |
Acınacak hâlde şiddet yanlısı bir ırkız. | TED | نحن جنس عنيف لحد البؤس. |
Buraya geldiğinde şiddet yanlısı değilmiş, ama öyle birine dönüşmüş. | Open Subtitles | ربما لم يكن رجلاً عنيفاً عندما دخل هنا لكن هذا المكان بالتأكيد حوله إلى واحد |
Ben şiddet yanlısı biri değilim ama biri beni iki gün süründürürse... | Open Subtitles | لستُ عنيفاً بالفطرة ولكن إن جعلني رجل أتجوّل وأنا أئنّ ليومين... |
- ...ama şiddet yanlısı biri değil. - Buna ne diyorsun? | Open Subtitles | ولكنه ليس عنيفاً - وماالذي تسمين هذا؟ |
Daha önce hiç bu kadar şiddet yanlısı olmayan suçlu salmamıştım. | Open Subtitles | لم أطلق سراح هذا العدد من السجناء الغير عنيفين من قبل |
Fazla şiddet yanlısı oldular ve ilişikleri kesildi. | Open Subtitles | لانهم اصبحوا عنيفين جدا و سمحنا لهم ان يذهبوا. |
Ayrıca yasal yollardan seçilmiş hükümeti düşürmek isteyen şiddet yanlısı isyancı bir çete ile karşı karşıyalar. | Open Subtitles | إنّهم يُواجهون أيضاً جماعة مُتمرّدين عنيفين يُريدون إسقاط حكومة تمّ إنتخابها شرعياً. |
şiddet yanlısı aşırılıkçı kurumların teklif ettiği, diğer grupların etmediği şey ne? | TED | ما الذي تقدمه هذه المؤسسات المتطرفة العنيفة ولا تقدمه الجماعات الأخرى؟ |