Dışarı çıkar ve düşünürsünüz bir çok insan bu şirkete sipariş veriyor olmalı. | Open Subtitles | تخرج وتتعجب لابد أن كثير من الناس قد طلبوا ذلك من تلك الشركة |
Bence bu şirkete mümkün olduğunca hızlı nakit sokmanın bir yolu. | Open Subtitles | أعتقد بأنها طريقة ستمكننا من الحصول على إيرادات الشركة بشكل سريع |
Yarışma dışı kalırsam tüm şirkete ayrımcılık yüzünden dava açarım! | Open Subtitles | سوف أقوم بمقاضاة الشركة بسبب العنصرية و التمييز بين موظفيها |
Ancak büyüdükçe bu şirkete ve bu ofise yeni insanlar eklenecek. | Open Subtitles | ولكن, بينما ننمو سنضيف الكثير من الأشخاص للشركة و لهذا المكتب |
Eskiden sevdiğiniz bir kadına yaptınız şimdi de kovulduğunuz şirkete. | Open Subtitles | فعلته لأمرأة أحببتها والأن تفعل نفس الشيء لشركة قامت بطردك |
Diğer plak şirketleri beni çalmaya çalışırken ben hep bu şirkete sadık kaldım. | Open Subtitles | اسمع , بقيت مخلصةً لهذه الشركة بينما شركات التسجيل الأخريات تحاول أن تغريني |
Eğer burada eskiden bu şirkete karşı olan biri varsa, bilmek isterim. | Open Subtitles | ان كنت تعتقد ان هناك شخصا هنا يكن شيئا ضد الشركة,اريد معرفته |
Herhangi aksi bir ima için bu şirkete dava açılabilir. | Open Subtitles | أو الإشتراك في أي مكيدة أخرى أو تنفيذها داخل الشركة |
Bu listede şirkete gelen en iyi üç yardımcının işe başlama primleri var. | Open Subtitles | لديّ قائمة هنا لمكافأت موّقع عليها لأفضل 3 مساعدين قدموا إلى هذه الشركة |
Kayıtlı teklif sahibi geçen sene altı kere kullandığımız paravan şirkete dayanıyor. | Open Subtitles | المسجل المزايّد يتتبع لكيّ يقصف الشركة الذيّ إستخدمناها ست مراتٍ بالسنة الفائتة. |
Diane Lockhart şirketi kadın ortaklardan oluşan bir şirkete dönüştürmeyecek. | Open Subtitles | ديان لوكهارت ليست مناورة لجعل هذه الشركة كلها من الإناث. |
dedi. Bir şirkete yatırım yaptığınızda o şirketin bir kısmı size ait oluyor. | TED | عندما تستثمرون في شركة، فإنكم تملكون جزءًا من هذه الشركة. |
Ya da daha fazlası. İnsanlar bu şirkete bayılıyorlar ve bu çok iyi. Ve biliyor musunuz? Bunu seviyorlar. | TED | الناس يعشقون الشركة وأنها أفضل، أتعرف؟ إنهم يحبونها. |
Bir yıl önce bu şirkete geldiğimde, bu şirketin gay lezbiyen biseksüel ve transları korumak adına ayrımcılığa karşı politikaları olduğunu düşündüm. | TED | عندما أتيت إلى هذه الشركة قبل سنة، فكرت في نفسي، لهذه الشركة سياسات ضد التمييز تحمي المثليين والمتحولين جنسيًا. |
şirkete katılan herkes home-office ödeneği alıyor. | TED | يحصل كل فرد ينضم للشركة على بدل للمكتب المنزلي. |
Ve bu telefonlar şirkete yaklaşık 100 milyon dolar kazandırıyor. | TED | و توفر هذه الهواتف نحو 100 مليون دولار للشركة. |
Demek oluyor ki, muhasebe kayıtlarıma göre keşif gezisinde şirkete borçlu olduğundan çok daha fazla mal almışsın. | Open Subtitles | ذلك يعني أن وفقاً لسجلاتي النقدية، إنّك أشتريت بعض البضائع للبعثة .أكثر مما أنت مدين بهِ للشركة |
Sağlık hizmeti bilgilerimi eczacılıkla ilgili bir şirkete kiralayabildiğim bir dünya hayal edin. | TED | تخيلوا عالما حيث أكون قادرة على إيجار بيانات رعايتي الصحية لشركة دوائية. |
Vicdanın hayırlı iş yapmak isteyen bir şirkete destek olamaz mı? | Open Subtitles | هل يمكن لضميرك ان يدعم الشركات التي تحاول فعل الاشياء الجيدة؟ |
şirkete neler olur biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرف ماذا سيفعلون بالشركة لو علموا بالأمر؟ |
şirkete dava açmasının tek sebebi sensin, değil mi? | Open Subtitles | انت من جعله يرفع قضيه على الشركه , صحيح ؟ |
Audrey ve yeni müvekkili Serena'ya, ve şirkete kazandıracağı tüm paraya. | Open Subtitles | هذا لأودري وزبونها الجديد سيرينا، وكُلّ المال الذي ستجلبه إلى الشركةِ. |
şirkete zorla girildiğine ya da kasanın zorlandığına dair bir kanıt yok. | Open Subtitles | لم يكن هناك آثار اقتحام على المؤسسة أو على القبو |
Başarılı olma potansiyeli olan birçok şirkete para akıtmak için değil, benimki gibi daha küçük olanlara para akıtmak için tasarlandı. | TED | لم تكن مهيّئة لنثر رؤوس أموال على شركات متعددة قادرة على النجاح، لكن قيمتها أقل، مثل شركتي. |
Her şey yolunda giderse, günün sonunda şirkete sahip olmuş olacağım. | Open Subtitles | إذا سارت الامور بشكل جيد، وسوف يكون شركته قبل نهاية اليوم. |
Başkanın finansal durumu sormak için bugün şirkete geldiğini duydum. | Open Subtitles | اعتقد بان الرئيس اتجه للمكتب لكي يفهم أكثر حول التمويلات |
Ve anonim şirkete yasal bir kişi olarak bakarsak kişideki psikopatlıktan bir şirketteki psikopatlığa geçişi saptamak o kadar zor olmayabilir. | Open Subtitles | وإذا نظرنا إلى شركة كشخص قانوني ربما لا يكون ذلك أمر من الصعب فعلا استخلاص الإنتقال بين الاعتلال النفسي في الفرد |
O şirkete girebilmek için bir adamı öldürdün sonra da bir güvenlik görevlisini vurdun. | Open Subtitles | لقد قتلتَ رجلًا من أجل بطاقته التّعريفيّة للدّخول إلى تلك الشّركة ثمّ أطلقتَ الرّصاص على حارسٍ. |
Kimin için çalıştığını biliyoruz ve şirkete o bir milyon doları kazanacağımızı söylemeni istiyorum. | Open Subtitles | نَعْرفُ مَنْ أنت تَعْملُ ل، وأنا أُريدُك أَنْ تُخبرَ الشركةَ بأنّنا سَنَحْصلُ على الذي مليون دولارِ. |
Daha büyük bir şirkete geçmeyi düşündün mü hiç? | Open Subtitles | هل سبق وفكرت الالتحاق بشركة أكبر؟ |