Kaplan'la randevumdan hemen sonra, beni ilaçların yan etkisi için izleyen bir şizofreni uzmanı Dr. Marder'ı görmeye gittim. | TED | و فور ذلك الموعد مع كابلان ذهبت إلى دكتور ماردر. أخصائي الفصام الذي كان يتابع أعراض العقاقير الجانبية |
Akut şizofreni hastalarında pek çok dinsel kuruntu görülür. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأوهام الدينية بين مرضى الفصام الحاد. |
Uyuşturucu ve şizofreni, ele geçirilme gibi görülen 2 ortak dert. | Open Subtitles | حسنا,ادمان المخدرات و انفصام الشخصية هما أمران غالبا يظهران كتلبس شيطاني |
Çoğu insanın düşündüğünün aksine şizofreni, çoklu kişilik bozukluğu veya bölünmüş kişilik ile aynı şey değil. | TED | على عكس ما يعتقد كثير من الناس، انفصام الشخصية ليس نفس اضطراب في الشخصية المتعددة أو انفصام الشخصية. |
Şüphelimizin halüsinasyon gören paranoid şizofreni hastası beyaz bir erkek olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | نحن نعتقد ان الجانى ذكر ابيض مريض بالفصام مذعور يعانى من هلوسات |
Yaptığı şeyin şizofreni başlangıcına işaret ettiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أن لديها ما يعتبر كبداية بالغة مِنْ فصام الشخصية |
şizofreni, duygu durum bozukluğu ve depresyonun neden olduğu engelliliği ne harekete geçirir? | TED | ما الذي يدفع إلى الإعاقة بتلك الأمراض مثل إنفصام الشخصية، الإضطراب الثنائي، والإكتئاب؟ |
Okuldan mezun olduktan sonra eyalet akıI hastanesine yatmış. şizofreni tedavisi görmüş. | Open Subtitles | قضى وقتا في مستشفى رسمي للامراض العقلية عالج داء الفصام ما بعد المراهقة |
Tamam, Dilantin epilepsi için kullanılır ama Mellaril, şizofreni tedavisinde kullanılır. | Open Subtitles | الديلانتين يستخدم لعلاج الصرع و لكن الميلاريل يستخدم لعلاج الفصام |
Diğer yandan, aslında şizofreni hakkında pek bir şey bilmiyoruz. Aralarında ilişki olabilir. | Open Subtitles | على الجانب الآخر، لا نعرف شيئاً عن الفصام ربما يكون له علاقة |
HPPA yasası yüzünden 20'li yaşlarda şizofreni nöbeti geçirenlerin kayıtlarını göremiyorum. | Open Subtitles | بسبب قواعد السرية لا استطيع الحصول على معلومات عن من فى العشرينات و يعانون من الانهيار بسبب الفصام |
Bu söz özellikle çok dokunaklı, çünkü Schumann da şizofreni hastasıydı ve ve akıl hastanesinde ölmüştü. | TED | وهذا اقتباس مؤثر خصوصا لأن شومان نفسه كان يعاني من انفصام الشخصية ومات في المصحة. |
Dünya Sağlık Örgütü şizofreni, bipolar bozukluk ve şiddetli depresyon gibi beyin hastalıklarının yitirilen yaşam ve iş yıllarının başlıca nedeni olduğunu tahmin ediyor. | TED | تقدرُ منظمة الصحة العالمية بأن الأمراض العقلية مثل انفصام الشخصية والاضطراب ذو الاتجاهين والاكتئاب الشديد هي السبب الأكبر في خسارة سنوات من العمر والعمل. |
Ve ileri yaşlarda Parkinson hastalığı gibi koşullar ve şizofreni gibi diğer edinilmiş hastalıklarla. | TED | وفي ظروف كبار السن مثل الباركنسونية، وغيرها من العاهات المكتسبة مثل انفصام الشخصية. |
- Şizofren gibi davranıyordu. - şizofreni tepki vermez. | Open Subtitles | ـ كان يتصرف وكأنه مصاب بالفصام ـ انفصام الشخصية لا يظهر فجأة |
- Çocuğa sırf sesler duyuyor diye şizofreni tanısı koyulmuş. | Open Subtitles | الحقيقة أنّه تمّ تشخيص مرض الفتى بالفصام لأنّه يسمع أصواتاً، |
Sence ilgimi çekmesinin sebebi şizofreni mi? | Open Subtitles | تظن فصام الشخصية هو ما يثير اهتمامي |
Buna şizofreni denir ve aynı zamanda ölmüşsünüz demektir. | TED | هذا يدعى إنفصام في الشخصية، وأنت ميت أيضا. |
Ayrıca bunların yanında, senin Tourette sendromu, şizofreni, öksürük gibi sorunların da olabilir. | Open Subtitles | من جانبِي، تحصل على أمراض عقلية مثل توريتيس سيدورم و داءُ الانفصام الهياج وهو حاله نادره |
1979 yılında şizofreni teşhisi konmuş, dünyanın en zengin 10 yarış atı sahibinden biri. | Open Subtitles | أحد أغنى مالكي أحصنة السباقات بالعالم، أُعتل بإنفصام الشخصية عام 1979. |
Hasta akut şizofreni eğilimli manik-depresif bir paranoyak. | Open Subtitles | المريض ليده هلوسة كئيبة وهوس العظمة من النوع "بي" مع توجه فصامي بسيط |
şizofreni gençken başladı. | Open Subtitles | لقد بدأ الفصامُ معه منذُ أن كانَ مراهقاً |
Gerçeklik kaybı, şizofreni, halüsinasyon, şiddet. | Open Subtitles | "آنا إيزيكر) شُخصت بانفصام خطير للشخصية)," "قاد إلى ارتداد من السلوك الواقعي, الخيالي و العنيف," |
Tüm kasaba bir gecede nasıl şizofreni hastası olabilir ki? | Open Subtitles | كيف لبلدةٍ بأسرها أن تُصاب بالإنفصام بين ليلةٍ و ضحاها؟ |
Değerlendirmeye göre, paranoyak şizofreni varmış. | Open Subtitles | التقييم النفسي قال أن لديه فصام شخصية رهابي |
Aynı ilaçları uygulayacağım bir şizofreni hastası var da elimde. | Open Subtitles | الأمر فحسب أنّ لديّ مريضُ فصامٍ آخر،أودُّأن أضعهعلى نفس الأوديّة. |
Birçok grup depresyon, şizofreni ve bipolar gibi durumları ve uyku bozukluğu açısından neler olduğunu araştırıyorlar. | TED | الكثير من المجموعات، العديد منهم يدرسون ظروف مثل الاكتئاب، والفصام والاضطراب الوجداني، وما يحدث من حيث اضطراب النوم. |
şizofreni vakalarının bir çoğu ergenlik dönemlerinde ortaya çıkar, ama nadiren bu kadar yoğun olarak etkisini gösterir. | Open Subtitles | معظم حالات الإنفصام تحدث في سن المراهقة ولكن نادراً ما تكون بهذه القوة |